Merhaba Sevgili Okurlar!
Bir süre ara vermek zorunda kaldığım mesleğime yeniden dönmenin heyecanı içindeyim.
Çok yerler gördüm geçirdim. Sonunda mesleğime geri döndüm. Herkesin beni uzaktan sevdiği bir dönemde ‘mesleğine burada devam edebilirsin’ diyerek beni cesaretlendiren Mustafa Özdemir’e siz saygıdeğer okurlar ve tarih huzurunda özellikle teşekkür etmek istiyorum. Her şeyden önce, yazma duygusunu yaşamama vesile olduğu için kendisine minnettarım.
Hani derler ya ‘paranın satın almadığı bir şey var mı’ diye? Elbette var: “Vefa”.
Her şeyin menfaat odaklı yaşandığı günümüzde, paranın satın alamadığı tek şey; vefadır ‘vefa’…
İnsanlar çok iyi anlaşabilir bazen de ayrı düşer ve yollarını ayırırlar. İleride bizleri nasıl bir son beklediğini bilemeyiz. Hiç istemem ama olur da ayrılsam bile bu vefa örneğini ömrümün sonuna kadar unutmayacağım.
Merhaba faslından sonra gelelim ne yapacağımıza?
Yazmak; derdi olanın, fikri olanın ve zikri olanın yapabileceği bir iştir. Büyük sorumluluk ister. Gazetecilik yaparak geçimini sağlayan insanların en birinci görevi, içinde yaşadığı topluma karşı sorumluluk taşımasıdır.
Allah nasip ederse bundan sonra bu köşeden sizlere hitap edeceğim. Özellikle toplumsal haberleri ön planda tutacağım. Parti ayrımı yapmaksızın, bütün siyasi partilerle ilgili değerlendirmeler ve yerel konularda ele alınması gereken bütün başlıkları bulacaksınız bu köşede.
Kimseye haksız ithamda bulunmadan, yargısız infaz yapmadan, bütün görüşlere yer vermeye çalışarak yerel gündem konularını sizlerle paylaşacağım. Bu mesleği icra ederken elbette hatalarım, eksikliklerim olacaktır. Yapıcı eleştirileriniz ve yol gösterici yorumlarınız bizlere ışık tutacaktır inancındayım.
Yeter ki iyi niyetli olalım. Önyargılı tavır ve hakaret üslûbundan uzak duralım.
Sevgili Okurlar! Kısaca ‘Karaelmas’ımızı ilgilendiren her konuyu burada ele alacağımı bilmenizi istiyorum. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana bütün ülkeye değer katan bu yorgun şehre, hepimizin ‘vefa’ borcu var.
Cumhuriyet’in ilk vilayeti olmuş, demir ağlarla örüldüğü günlerde ülkeye büyük katkı vermiş bu şehri ayağa kaldıralım.
Altyapı sorununu çözmüş, bütün yolları standart hale gelmiş, sosyal ve kültürel imkânları en yüksek düzeye ulaşmış, refah düzeyi artmış, turizm ve hizmet sektörü ön plana çıkmış modern bir kent hayal ediyorum. İnsanların bir birine saygılı olduğu, mutlu mesut yaşayan insanlarla dolu bir şehir… Çok mu hayalciyim. Bu da bir şeydir. İstemek, başarmanın yarısıdır. Gelin Zonguldak’ın yaşanılır bir şehir olması için hepimiz el ele verelim.
Sağlıcakla kalın…