Rahmetli Barış Manço’yu orta yaşın üzerindeki çoğumuz sevgiyle anımsarız. Dere tepe Türkiye programının başında gittiği şehirlerin nüfus tabelalarına bir sayısını eklediğini sempati ile izlerdik. Artık ben de hemşehriniz oldum mesajını vererek, tanıtımını yaptığı kentin nüfus sayısını da artırırdı.
Gelelim konumuza,
Anımsayın, 17 Aralık operasyonunun yıl dönümünde Konya’da İstasyon Meydanında Cumhurbaşkanı'nın katıldığı tören esnasında, yurttaşların kendi aralarında konusu 'hırsızlık' olan diyalogları sonucunda karakola götürülen M.Ş. isimli yurttaş hakkında, ilgili nöbetçi Savcı, ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakılması talimatını vermişti. Ancak, bu işlemden sonra doğrudan siyasi müdahaleler yapılmış, M.Ş. bir başka savcı vasıtasıyla Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk ettirilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Ancak, ilk ifadeyi alan Savcı Altun'un şüpheliyi tutuklamaya sevk etmemesi sebebiyle, adı geçen Savcı, talebi olmadığı halde Zonguldak'a geçici olarak görevlendirilmişti.
Siz bu olayı bahane ederek, hükümete veryansın edip iğdiş edeceğimi zannettiyseniz üzgünüm yanıldınız. Bu sefer bardağın boş tarafına bakmayıp dolu tarafını da görmeyi deneyeceğim.
Bu nedenle, Hükümetin Adalet Bakanı’nın, HSYK’nın yargıya doğrudan müdahale ettiği, Hukuku ve adaleti tam kalbinden hançerlediği, Kendi düşünceleri doğrultusunda karar vermeyen hâkim ve savcılara sopa gösterdiği beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor.
Bu sürgünle nüfusumuz bir kişi de olsa arttı mı? Evet.
Gördünüz mü? Her şerde bir hayır vardır.
Sürekli şikâyet ederiz ya, nüfusumuz giderek azalıyor diye.
Filyos Projesi’nin ha bugün ha yarın gerçekleşecek masalını dinlemekten bıkıp umudumuzu kesmişken, çözüm bulundu işte.
Hükümetimiz kafasına uymayan kişileri (öğretmen, doktor, polis, mühendis v.b )hatta kurum ve kuruluşları (mesela HSYK’yı) Zonguldak’a sürgün etsin. Göç vermekten kurtulalım.
Şaka bir yana.
Sayın savcım, Emeğin başkentine hoş geldiniz.
Hiç kuşkunuz olmasın konukseverliği son derece yüksek bu kent, sizi sevgi dolu bağrına basar, emekliliğinize kadar huzur ve mutluluk içinde görev yaparsınız.
* * * * *
Güle güle 2014
Bu yılın son yazısı olması dolayısı ile ülkemiz için sıkıntıların ve sorunların yılı olan 2014 yılını birlikte tarihin tozlu yaprakları arasına yollayalım.
Ağır bir sorumluluk duygusuyla, hiçbir çocuğun aç yatmadığı, kadın cinayetlerinin olmadığı, hukukun katledilmediği, rüşvet ve yolsuzlukların olmadığı, gelir dağılımının adil olarak paylaşıldığı, sağlık ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığı, etnik köken farklılıklarımızla birlikte barış kardeşlik ve huzur içinde yaşadığımız Türkiye özlemiyle…
Hoş geldin 2015