Cumhuriyetin ilk vilayetlerinden olmasına rağmen, deniz, güneş ve orman manzaralarıyla övündüğümüz Zonguldak’ın, maalesef yer altı ve yer üstü kaynaklarına yeterli ilginin gösterildiği söylenemez.

Filyos’ta ki antik kent kazılarıyla binlerce yıl öncesi, dünya kültürüne ne zaman açılacağı merak edilirken, yasalarla koruma altına alınıp, gelecek nesillere aktarılması gereken hatıralarında gereken ilgiyi görmemesi moral bozuyor.

Geçen gün, Zonguldak’taki tarihi eserler statüsünde bulunan Ankara Köprüsü’nün başına gelenleri yazdım.

Bugün de, bir başka taşınmaz kültür varlığından bahsedeceğim.

Bakım ve onarımı yapılıp, ‘gelecek nesillere aktarılsın’ diye tam dört yıldır yazılı ve sözlü uğraştığım liman içindeki tarihi kömür yükleme iskelesinden…

Taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımları İl Özel İdaresi bünyesinde oluşturulan KUDEP (Koruma Uygulama ve Denetleme Bürosu) tarafından yapılmaktadır.

Kudep’in geliri, belediyelerin vatandaşlardan aldıkları emlâk vergilerinin % 10’undan oluşmaktadır.

Zonguldak’ta 31belediye Kudep’e pay ödemekte. Kudep kanalıyla, Filyos koruma amaçlı imar planı yapılmasında, Cehennemağzı Mağaraları ile Güzel Sanatlar Galerisi’nin restorasyonunda bu fon, Zonguldak Valiliği oluru ile kullanılmıştır.

2009 yılında Kent Konseyi Çalışma ve İzleme Grup Başkanı olarak konuyu gündeme getirmiş, teklifi Zonguldak Valiliğine (Vali Erdal Ata) ulaştırmıştık.

Daha sonra Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olarak konuyu Vali Erol Ayyıldız’a ilettim. Bugün Valilik makamında Sayın Ali Kaban bulunmaktadır.

Olay şudur.

Zonguldak’ta ki “Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge kurulu tarafından ‘Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Tespit-Tescil Hakkındaki Yönetmelik’ gereği; Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun coğrafi daralma kararlarıyla boşalttığı Fener Kulesi, Ankara Köprüsü, TTK mülkiyetinde ki genel müdür ve yardımcılarının lojmanları ve bir kaç idari bina ve Üzülmez Lavuarı ile Zonguldak limanı içinde bulunan Şarjöman yapısı (Kömür yükleme iskelesi) TTK’nın başvurusu üzerine, şehrin bir döneminin korunması gerekli mimari anlayışı ve kültürünü yansıtması, kentsel silueti olumlu yönde etkileyen örneklerden olması, anıtsal ve simgesel özellik taşıması, ayrıca bir kömür kenti olan Zonguldak’ın bir dönem kültüründe söz sahibi yapının, kömür yükleme iskelesi olarak kullanılmış olması dolayısıyla ‘taşınmaz kültür varlığı’ olarak tescil edilmiştir.(17.02.2009)”

Zonguldak Limanı içindeki söz konusu yapı, taş malzemeden yapılmış olup, ahşap bir iskele ile kıyıya bağlantılı vaziyettedir. Yapının üzerinde ‘1848 TTK’ yazısı bulunmakta. Genel anlamada iyi görülen yapıya, zaman zaman müdahale yapıldığı izlerden anlaşılmaktadır. Tek kemerli olarak yapılan yapının, kemerini taşıyan kolanların iki tarafında, taş silmeler bulunmakta olup, kemerin iç kısmandaki taşlarda kararma ve çürümeler oluşmuştur.

Yapı, martı ve güvercinlerin tüneği ve tuvaleti durumuna gelmiş olup, çirkin bir manzara oluşturmaktadır. Yapının, Atatürk’ün şehre çıktığı yer’in bitişiği olması itibarı ile özelliği artmaktadır.

Konu ile ilgili, Kent Konseyi çizdirdiği onarıma ait resim görüntüsünü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kanalıyla. İl Özel İdare Müdürlüğü’ne gönderdi.

Özel İdare elemanlarınca Plan- proje şekline dönüştürülmediği için, ihale safhasına sokulamamaktadır.

Büyük ihtimalle, araya başka işler girmektedir.

Elbet de, araya sokulan işler(!) de, şehrin sorunlarına binaen üretilen işler olması itibarıyla değerledir.

Ne var ki, bahse konu işler, yıkılmaya yüz tutan Ankara Köprüsü ve güvercin tüneği ve tuvaleti durumuna getirilmiş ‘taşınmaz kültür varlığı’ Şarjöman yapı’dır.

Olaya siyaset ve siyasetçinin isteği açısından bakılırsa, ele alınacak gündelik işler yüzünden, kent kültürünü yansıtan ve kentsel silueti olumlu yönde etkileyecek olan bu yapıların bakım ve onarımı, dolayısıyla gelecek nesillere taşınması biraz değil, çok zor olacaktır.

Zonguldak’ın isimleri arasına, 629 adımlık şehrinde girmesinin sebebi, sorunlara yumuşak bakılmasından kaynaklanmaktadır.

50 yıldır bitirilemeyen, 45 Km’lik Ereğli yolu, bunun en büyük örneklerindendir.

Meselâ, yani!