Zonguldak Belediye Kültür ve Sanat Merkezi yani Zonguldak’ta yaşayan herkesin kısaca BKM diye bildiği eski belediye binası, daha da eskisinde kültür sanat etkinliklerinin oluşturulduğu halkevi, kent ile özdeşleşmiş tarihi bir bina ve kentimizin belli başlı özgün yapılarından olup sembollerdendir.
BKM, Zonguldak merkezi sayılan valilik ve çevresindeki İnönü Parkı, Gazi Paşa Caddesi ile birlikte en merkezi yerdedir. Zonguldak’ta yaşayıp en azından önünden geçmeyen yoktur.
BKM birçok kişinin hayatında çeşitli sanat kurslarının verildiği kent için önemli bir eksikliği gideren kültür merkezidir. Zonguldak Belediyesinin sitesinde yer alan tarihçeye göre “Zonguldak Belediyesi 1998 yılında şimdiki binasına taşınıncaya kadar eski tarihi değeri
büyük bu binayı kullanmış. 2000’den sonrada tarihi halkevi binası Belediye
Kültür ve Sanat Merkezi (BKM) olarak kullanıma bırakılmıştır.”
Sırasıyla İsmail Eşref (1999-2004), Secaattin Gonca (2004-2009), İsmail Eşref (2009-2011), Muharrem Akdemir (2011-2014 ve 2014-2019) Ömer Selim Alan (2019…) dönemlerinde yüzlerce 7’den 77’ye kursiyere ev sahipliği yaptı. Zonguldak’ta sanata ve kültüre katkı yapan birçok sanatçı, eğitimci burada eğitmenlik yaptı, yapmaya devam ediyor.
Genel olarak yıl içinde kentin kültür ve sanat hayatına önemli ölçüde katkı sağlayan BKM çoğu kişinin nezih uğrak yerlerindendir. Hem gençleri, hem daha büyük yaştaki yetişkinleri mekân olarak çekebilme cazibesine sahiptir. Çarşı ortasında bir buluşma alanı olmak özelliğini edinmiştir. Bu özellikler Zonguldak BKM’nin bir ihtiyaca yanıt verebildiğinin göstergeleridir.
Bende 3 senedir BKM’nin eğitmenlerinden biri olma tecrübe şansına sahip olmuş bir eğitmenim. Resim Atölyesinde dönem boyunca 6 grup ile çalışarak çok güzel anılar biriktirdim.
Diğer eğitmen arkadaşlarım gibi insan ölçeğine odaklanarak hakkını vermeye çalışıyorum. Onlar gibi yoğun bir çaba içinde 6 gün yoğun bir tempo ile öğrenirken öğretmeye çalışıyorum. Yılda 2 bol eserli sergi ile resimlerimizi atölyemizden artık İnönü Parkına taşmaya başladık. Amatör ruhun heyecanını yitirmeden emek ve içerik taşıyan tuvallerimizde Zonguldak’ı resimledik.
Zonguldak resimlerimizin çoğu ki iddia ediyorum ilk kez grup olarak ve bu kentin güzelliklerini resimsel alanda konusallaştırarak değerlendiren resimler. Bir başka deyişle her sene amatör ruhla izlenimci çerçeveden bakarak ve kentimizin doğal peyzajının açılarından “işte böyle bir kent var” demeye çalışıyoruz.
“İşte böyle bir kent var” demek geleneksel resim sanatının amaçlarından biri olmuştur. Özellikle tarihi eski kentler güzellikleri ile tuval çalışmalarının konusudur. Bizde özellikle bu konuda kimse İstanbul ile yarışamaz. Yine de İzmir, Bursa resim denince tarih içinde çok ele alınmışlar. Bölge anlamında ise İç Anadolu’nun bozkır resimleri ve Doğu Anadolu’nun zorlu kışını anlatan resimler aklıma geliyor ilk. Kent ve konu açısından ise balıkçıların öne çıktığı deniz resimleri.
Sanayi denince Zonguldak maden ile ilk akla gelenlerden sayılır. Ancak fotoğrafta olduğu kadar tuvallere işlenmemiştir Zonguldak. Simgesel (afiş gibi) olanları da bir kenara bırakırsak doğası ile öğündüğümüz kentimizin eksik kalmış tarafıdır bu biraz. En hoşuma giden kurs çalışmalarımızdan bazılarının çocukluk-yaşanmışlık ve Zonguldak sevgisi ekseninde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Evet, BKM’de “işte böyle bir kent var” demeye çalışıyoruz. Yeni kurs döneminin başlamasını sabırsızlıkla bekleyenlerdenim. Aslında eğitmen olarak tatil yapıyor muşuz gibi görünen bu boşluk sürecinde bile BKM hayatımızda. “İyi ki kurmuşuz” diyeceğim arkadaşlıklar sanırım bunun en büyük nedeni. Bir de galiba gerçekten iyi işler üretiyoruz, sanat ile ilgilenen insanların yaşamına dokunuyoruz.