Belediye Başkan ve belediye meclis aday adayları listelerine bakıldığında, Zonguldak merkez ve diğer ilçeler ile beldeler de tam bir curcuna yaşanıyor.

Anketörlerin piyasaya çıkmasıyla, hem seçmen hem de aday adaylarının kafası karıştı.

Anket şirketleri, ‘kamuoyu’ nabzını tutmaktan çok, para aldıkları aday adaylarının isteği paralelinde çalışma yaptıklarından, listelerde, partilerin belirli isimleri yer aldı.

Anket formlarına giremeyen aday adayları ve çevreleri hem parti hem de rakiplerine ‘salvo atışlar’ ile eleştiri getirdiler.

Bu gösteriyor ki, aday olamayacak ve listelere giremeyeceklerin çoğu, ortalığı tozu dumana katacaklar.

Aday adaylarının ortaya çıkışlarıyla birlikte partililer tartışmayı başlattı. Özelliklerinden, defolarına kadar her şeyi ortaya döktü. (Rakibi yaralayıp, kendine yol açma metodu).

Ancak, tüm partilerde ortaya çıkan aday adaylarından çok, milletvekilleri ile partili yöneticiler eleştirildi.

629 adımlık şehir Zonguldak’ın bakımsız görüntüsüne inat, ortaya çıkan kendinden menkul bağımsız adaylar(!). Aslında, ortaya çıkanların, elbette çevrelerinde isteyenleri var. En azından ‘bir ihtimal seçilirse’ kabilinden, kafasında ‘talep’ formlarıyla bekliyor onlar.

Ancak edindiğim izlenimlere göre büyük partilerin öne çıkanları, genelde tabanlarından gereken ilgi ve övgüyü alamadılar.

Hele hele iktidar partisi ile ana muhalefete tabandan yapılan eleştiriler hayli ağır. İktidar partisi tabanı, ‘Satın alınacak meclis üyeleriyle Zonguldak’ı yönetmeyi’ hedefleyen yöneticileri, partinin tüzüğündeki ‘adalet ve ahlaki’ maddeleri erozyona uğrattıklarını ileri sürdü.

Ana muhalefetin tabanı ise, ‘Belediye başkanlığı seçiminde partisini satan meclis üyeleri’ için hayli öfkeli.

Hem AKP hem de CHP tabanı, başkanlık ve meclis üyelikleri için yeni ve sevilen- sayılan isimlerin tespit edilip partiye katılmasını bekliyordu.

Bir ay önce ortaya attığım ve tartışmaya açtığım (sözlü) isimler, Zonguldaklı seçmenden olumlu not aldı. Ancak, siyasi partilerin vekil ve il-ilçe yöneticileri bazında ilgi görmedi.

CHP için düşündüğüm isimlerden biri Karaelmas Üniversitesi eski Rektörü Prof. Bektaş Açıkgöz idi. ‘Efendim, Bektaş Hoca düşünmüyormuş’ dendi.

CHP’deki ‘kulis girdabı’ içine ben bile girmekten korkarım.

Bektaş Hoca’ya Prof. Haberal gitse ve ‘lisan-ı münasip’ ile anlatsa, kabul ederdi bence. ‘Efendim, profesör ne anlarmış belediyeden’ dendi. Eskişehir ve Antalya belediye başkanları profesör değil mi?

Bana göre mevcut parti yöneticileri ‘Bektaş Hoca ciddi adamdır. Kaçak yapılaşmaya karşı çıkar. Onunla anlaşamayız’ korkusuna kapıldılar. (Not: İmar işleri 2014’ten itibaren belediyelerden alınıp, Çevre ve Şehircilik müdürlüğüne bağlanacak.)

AKP için Zonguldak’a proje, ve etik siyaset açısından hizmet edecek adam olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Öztürk’ü seslendirmiştim.

Zonguldak’ta okumuş, büyümüş. Ankara Keçiören ve Zonguldak Belediyelerinde çalışmış bir bürokrat. Göreve geldiğinden bu yana, il müdürlüğünü düzene sokmuş, eski şaibeli seslerin çıkmasını engellemiş biri.

AKP tabanı olumlu yaklaştığı bu bürokrat’a maalesef, partili yönetici ve mevcut belediye meclis üyeleri anında ‘aleyhte tezahüratla cevap verdiler. ‘Onu halka anlatamayız’ dediler.

Aslında, ‘Hasan Öztürk’e olumsuz taleplerimizi anlatamayız’ demek istiyorlardı.

Bana kalırsa, hem CHP hem de AKP’de, bu gün halka anlatamayacakları bir çok isim var.

Bugün Zonguldak’ın ‘hep bana rab bana demeyen, ihale, inşaat, proje ve allem kallem işlerin içinde, belediyelerin kontrol sahasında rantiye olmayan’ politikacılara ihtiyacı var.

Siyasi yozlaşmanın doruk noktalara ulaştığı Zonguldak’ta, belediyenin ‘iş disiplininden uzak’ olması itibarıyla, borç batağında olması, işçi maaşlarını ödeyemeyecek duruma kalması, elektriklerinin bile kesilecek duruma gelmesi, kadar doğal bir şey olabilir mi?

Riyaset’in kapısında küfür, şelâle havuzuna her hafta 160 ton su, kaldırım işgalleri, Metropoliten’de maaşların ödenmeyişi ise ‘amaan onlarda bir şey mi’ türünden geçiştirilen sorunlar.

Sonuç: Hizmet açısından 629 Adımlık Şehir olarak tanımladığımız Zonguldak’ta, yerel yönetimleri yönetecek kadroların belirlenmesinde etkili ve yetkili olanlar, koca bir şehrin vebalini taşıdıklarını unutmamalı.

Beyler; Bu memleket neyiniz olur?