Her türlü alışverişin yapıldığı alanlar olarak tarif edilir pazaryerleri.
Günümüzde, internet üzerinden potansiyel tüketiciye ulaşım alışkanlığı artsa da, yerleşim merkezlerinde oluşturulan açık- kapalı yerler revaçta.
113 yıllık maziye sahip (1899) Zonguldak Belediyesi sınırları içindeki Soğuksu Pazaryeri de tarihi misyonuna rağmen, açıkta satılan özensiz meyve- sebzeler, kalitesizlik, görüntü ucuzluğu, gürültü kirliliği, denetim zafiyeti gibi olumsuzluklar ile dikkat çekiyor.
2009 yılında Kent Konseyi, Yerel Yönetimler Çalışma İzleme Grubu olarak, belediyeye sunduğumuz, on maddelik ‘pazaryeri inceleme raporu’ sonrası bir hafta süren ‘denetim’ yine yerini derme çatmalığa bıraktı.
Yapılan ‘uzay çatı’(!) ile ‘modernleştik’ edebiyatı yapıldı sadece.
Çatı altında yine kaçak binalar, kontrolsüz giriş- çıkışlar, çöp yığınlarının içinde satışlar yapıldı.
Yağan kar ağırlığına dayanamayıp yıkılan ve iki insanımızın hayatına mal olan çelik konstrüksiyon (Çelik taşıyıcılı yapı) uzay çatı (!) sonrası, Zonguldak insanında, modern şehircilik anlayışı çerçevesinde, sosyal amaçlı bir pazaryeri beklentisi arttı.
Soğuksu semtinde yedi bin metre kare alan üzerinde kurulan ve bugüne kadar hizmet veren pazaryerinde insanlar, ihtiyacı olan gıda maddelerini hijyenik olmayan bir ortamda, gürültü patırtı içinde, sinir katsayıları artarak aldı.
Seçim atmosferi ile birlikte, hazırlanan yeni proje ise tam manasıyla hayal kırıklığı yarattı.
Zonguldak’ın en merkezi yerinde, 7 bin metre kare gibi bir alan, maalesef çok amaçlı ve diğer şehirlere örnek olacak, insanları alış- veriş esnasında mutlu edecek bir yer beklentisi olmaktan çıktı.
Sırf oy almak ve ‘pazaryeri yaptık’ demek için yapımına başlanan çelik konstrüksiyon yapı, taban ve çevrede hiçbir değişiklik yapmadan gerçekleştirilecek. (Sadece boruların üzeri (çatı) eskisi gibi düz değil, bombeli olacak)
İller bankası kredisi ile 3 milyon liraya mal olacak bu icraat, gerçekten Zonguldak’a yakışmaz. Günü kurtarmak ve paranın çarçur edilmesinden başka bir şey olmayacak.
Üç milyon liraya, en az iki katlı bir pazar yeri kurulabilir. Soğuksu Camii tabanından girilerek, mevcut pazar alanı en az üç metre indirilir ve kazanılan alana yapılacak bina ile 7 bin metre karelik alan 20 bin metre kare kullanıma çıkarılabilir.
Bir şey yapılıyorsa, ‘yapmış olmak için’ değil, ‘desinler’ diye değil, ‘ihtiyaca cevap versin’ diye yapılmalı.
İçinde kaçak yapıların olduğu pazar yerinin, üzerini örtmekle ‘modern şehirciliğin’ ne ilgisi var?
Pazarcı araçlarından, vatandaş araçlarına yer kalmayan otoparkla mı çözülecek park sorunu?
Alt katı komple otopark ve ihtiyaç üniteleri (Bebekleri ile birlikte alışveriş yapmak isteyen ev hanımları için, bebek bakım ve çocuk oyun odası, dinlenme birimleri, çok amaçlı salon, polis, zabıta, veteriner üniteleri, yaşlı ve engelliler için asansör) balık ve peynir satış yerleri, can ve mal güvenliği için güvenlik kameraları, pazara katılımla orantılı tuvaletler olarak düzenlense daha iyi olmaz mı?
Üreticinin tüketici ile direkt (aracısız) temasa geçtiği yerler olması gereken bu alan, bu gün ki hali ile yine mezbelelik görüntüsünde olacaktır.
Pazaryerinin bu gün dokuz tane giriş kapısı bulunmaktadır. Adeta yolgeçen hanıdır.
Pazar alanı iniş - çıkışlı, çukurlu, adeta yamalı bohça görüntülüdür.
Sergi tezgâh alanlarını belirleyen çizgilere riayet edilmemekte, iki kişi yan yana sürtünerek (!) geçmektedir.
Bu rezalet görüntüler dün vardı, bugün var, yarın da olacaktır. Çünkü yapılacak işlem, pazaryerinin üzerini örtmekten ibarettir. Kesinlikle ihtiyaca cevap verecek nitelikte değildir.
Efendim, ‘İnşaatı üç katlı olarak yaparsak maliyet 9 milyon liraya çıkar. Belediye bugün işçi parasını zor ödüyor. Aylık gider, geliri geçer’ deniyor.
İleriye dönük yapılacak modern Pazar yeri, alışverişte cazibe merkezi olmanın yanında, gelir açısından da belediyeye katkı sağlayacaktır
Tüm gıda ve ihtiyaç maddeleri ticaretinin kaliteli, standartlara ve gıda kodeksine uygun olarak, serbest rekabet şartları içersinde, yapılmasını temin edecektir.
Tüketicinin hak ve menfaatlerini koruyacak ve üretici ile pazarcıların faaliyetlerini düzenleyecektir.
SONUÇ;
Şehir merkezindeki bu 7 bin metre karelik alan çarçur edilmemeli, gayriciddî, ileriye dönük olmayan ve ihtiyacı karşılamayan bu girişim durdurulmalı, ertelenmelidir.
Üç milyon lira, deli paradır. Bu para da, tüyü bitmedik yetim hakkı vardır.
Yönetimin yapması gereken, 7 milyon lira alacağını toplamak ve şehre yakışan yatırımı yapmaktır. ‘İhtiyaca cevap vermekten uzak harcama’ ile belediyeyi borca sokmak değil.
Bu pazaryeri ayıptır, günahtır…