Diline doladığı “Yıkalım bu köhne düzeni / Biz başka alem isteriz” sözlerini yaşamının temeli yapmış bencileyin bir muhalif için hiç sakıncası yok da, işin şakaya gelir yanı kalmadı artık. “Devlet resmen çatırdıyor.” Gerçi dün de böyleydi, erki eline geçiren hukuk tanımaz bir tiran olup çıkıyordu ama bu kez hakikaten çok farklı. Yancısı MHP ile birlikte Türkiye’yi dünyadan iyice uzaklaştıran AKP, yoğun emek sömürüsü ve doğanın talanına dayalı ekonomik politikalarıyla yangın yerine çevirdi ülkeyi…
 
Havuz medyası ile eskiden “ana akım” denen rüzgârgülleri gizlemeye çalışsa da tam bir yolsuzluk ve adam kayırma cenneti oldu Türkiye. Kamu İhale Kanunu, fiilen devre dışı kaldı. Yüz milyonlarca liralık projeler, dilenene, ihalesiz veriliyor. AKP öncesinde esamisi okunmayan 5-6 yandaş şirket, zengin değil Karun oldu sayelerinde… Hukuk işlemiyor. AYM ve AİHM kararları yok sayıldığı gibi Başefendi’nin işaret ettiği her kişi, en kısa sürede hapsi boyladığı gibi beraat etse de yıllarca içerden çıkamıyor…
 
AKP, ÜLKE GİBİ, TOPLUMU DA ÇÜRÜTÜYOR
MC dönemlerinde başarılamamıştı, “liyakat sistemi” yok edildi ülkede. AKP elebaşları canının istediği kişiyi becerisine, eğitimine bakmadan dilediği makama şıp diye atıyor. “Arsızlık” dönemin markası oldu kesinlikle. Kamuda hak etmediği yere gelen birçok zübük, bir de, eşini dostunu bal kaymak yerlere atıyor. Gazetelerde her gün tuhaf atamalar yapan bürokratların trajikomik haberleri yer alıyor. İşin kötüsü, tepki de sıfır kamuoyunda. Bu çok normal, AKP, ülke gibi toplumu da çürütüyor…
 
Edirne’den Ardahan’a, Sinop’tan Hatay’a memleketin dört bir yanında doğa vahşice katlediliyor. Ormanlar kesiliyor, maden çıkarma adına cehennem çukurları açılıyor dört bir yana. Tüp içine alınıp HES’lere akıtılan binlerce dere diğer canlılara can suyu bile veremiyor. Devletin jandarması polisi, doğa düşmanı şirketlerin kolluk güçleri olarak çıkıyor halkın karşısına. Suyuna, toprağına, köyüne, ağacına sahip çıkmak isteyen köylü-kentli on binlerce insana dipçik vurup, biber gazı sıkıyor…
 
BUNLARIN ZONGULDAK UZANTILARINI HİÇ ANLATMAMAYIM
A takımı dökülüyor. Damadı hiç yazmıyorum, o, siyasetin bir büyük ayıbı zaten. Kaymakam ve valilerin yanı sıra kolluk güçlerinin de bağlı olduğu İçişleri Bakanı devlet adamlığından daha çok mahallenin bitirimi tavrını seviyor. Onların ağzıyla esip gürlüyor, kazısan altından tehdit çıkacak cümlelerle AYM Başkanı dahil herkese had bildiriyor. Arsızlık modasına uyan Milli Eğitim Bakanı ise uzaktan eğitim sitesinin çökmesinin utanç değil de gurur kaynağı olduğunu söyleyerek her şeyin üstüne mum dikiyor.
 
Bunların Zonguldak uzantılarını hiç anlatmamayım. Kozlu’nun doğa düşmanı bir belediye başkanı var, ilçede dikili ağaç bırakmamaya yemin etmiş herhalde. Elindeki balta ile bulduğu her yeşil alana saldırıyor. Milletvekilleri canım okulu yıkıp yerine otopark yapmayı en büyük hizmet sayıyor.  Zonguldak’tan üretimden istihdama, spordan nüfusa tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Hamaset ve yalandan başka en küçük bir politika geliştirilmiyor. Devlet çatırdıyor, Zonguldak’sa resmen batıyor…