Moralinizi bozmak istemem ama aramızda dolaşan saygısız insanlar olduğu müddetçe biz bu salgından daha çok çekeriz. Halen bazı yerlerde, gizli kapaklı düğün dernek yapıldığını duyuyoruz. İnsanların maskesiz bir şekilde içli dışlı erik dalı oynayarak kurtlarını döktüğünü öğreniyoruz. Bu şekilde ne kadar mücadele ederseniz edin, ne kadar tedbir alırsanız alın; bu zihniyetteki insanların olduğu bir yerde bu virüsü yenmek çok zor. Baksanıza, Zonguldak il genelinde bir günde koronavirüse yakalananların sayısı 820'yi buldu. Korkunç bir rakam. Daha beterini görür müyüz? Dikkat edilmezse, yukarıda anlattığım gibi eğer umursanmazsa çok daha acı sonuçlarla karşılaşma ihtimalimiz yüksek.

Öte yandan yoğun bakımlarımız da alarm vermeye başladı. Geçen gün İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ertğrul Güner, hastanelerde doluluk oranının yüzde 86 olduğunu açıkladı. Zonguldak son bir haftada zirve yaptı. Yüzde 50 ile yüzde 100 arasındaki oranlarda çok büyük artış gösteren ilk 15 il arasına girdi.

Daha önce de ifade etmiştim. Şehrin coğrafi konumu ve karakteristik özellikleri bu illete yakalanma riskini artırıyor. Zaten yaşlı nüfusumuz yoğun. Bu yaşlı nüfusun büyük çoğunluğu da madenlerden emekli. Çoğu (kömür tozuna maruz kalmaktan kaynaklı) meslek hastası ya da KOAH hastası... Hal böyle olunca virüse yakalanmaları durumunda ya yoğun bakıma düşüyorlar ya da teker teker can veriyorlar.

***

Bakın pandemiden doğalgaz firması da nasibini aldı. Firma çalışanları Zonguldak'ta toptan karantinaya girdi. İki mühendis, gişe görevlileri, güvenlik görevlisinden çaycısına kadar herkes covid-19'a yakalanmış. Yakalanmayanlar ise temaslı oldukları şüphesiyle karantinaya girmişler. Hal böyle olunca doğalgaz saat okutmanları da karantinada. Faaliyetler askıya alınmış durumda. Çok acil durumlarda Bartın'dan takviye ekiplerle işleri yapmaya çalışıyorlar. Vatandaş evini taşıdığında, yeni bir ev satın aldığında, doğalgaz bağlatsa bile gaz açılımı yapılamadığı için mağdur oluyor.

Geçen gün arkadaşımız Şebnem Saka konuyu gündeme getirdi. Bazı okurlarımız hemen "Kasım'da doğalgaz mı bağlatılır" diye eleştiri oklarını fırlatmaya başladı. Klavyenin başına geçince bilip bilmeden yazmak çizmek kolay oluyor sanırım. İnsanlık halidir, çeşitli durumlar olur, evi taşımak zorunda kalırsın. Şans yaver gider, bir ev nasip olur, taşınırsın. Eee, doğalgaz açılımını onaylayacak mühendisler karantinada olunca ayazda kalabilirsin. Yani burada bütün kabahat Kasım ayında evine doğalgaz bağlatanda mı, evini taşıyanda mı? Yoksa böylesi durumlar için alternatif hizmet üretemeyenlerde mi?

Bu tablo karşısında ne yapmak gerekiyor? Çarşı pazara mümkünse hiç gitmemek gerekiyor. Zaten Zonguldak dar alana hapsolmuş durumda. Çarşıda pazarda sosyal mesafe kuralına uymak imkansız. Çünkü her yer dapdar... Vatandaşın geçecek yeri yok.
En iyisi, çok sıkıldığınızda kendinizi doğaya salın. Bankacılık, elektrik, su, doğalgaz ve buna benzer bütün faturalarınızı internetten ödeyin. Çarşıya inmek zorunda kalmayın.

Buraya kadar yazdıklarım normal insanlar içindi. Şimdi bir de anormal insanlardan bahsedeyim. Halen maske takmamak için direnen, kurallara uymayanlara yani... Geçen gün bir arkadaşım anlattı. kendisi bizzat şahit olmuş. Kına düzenlenmiş. Kınada çoğu kimse maskesizmiş. Göbek atanlar, sırt sırta oyun oynayanlar varmış. Kısaca omuz omuza maskesiz bir şekilde erik dalı oynamışlar iki saate yakın. Sonlara doğu nasıl olduysa polis gelmiş. Tabi birisi polisin geleceğini haber vermiş. Millet büyük oranda dağılınca çok anormal bir manzara görmeyen polis ekipleri, şahısları uyarıp gitmiş. Polis gittikten sonra yine devam edilmiş. Yazıktır ya, bu insanlar aramızda dolaşıyorlar. Bunca uyarıya rağmen bunlar yapılabiliyorsa, bizim bu koronavirüsü def etmemiz çok zor gözüküyor.

Hayatta hiçbir zaman umutsuz olmadım. Olmam da... Fakat bu anormal insanlar aramızda dolaştıkça ve devletin bu tipleri tespit edip cezayı basarak anasından doğduklarına pişman etmedikçe mücadelenin zor olduğunu vurgulamak istedim.

Allah sonumuzu hayır etsin.