Koruma statüsünde yapılan isim değişikliği nedeniyle tüm gözlerin üzerine çevrildiği Fener, galiba, önümüzdeki günlerde de tartışmaların odağında olacak. Kentin, doğal çevresi belli oranda korunmuş, insanların bir parça olsun soluklanabildiği tek semti olan Fener, gündemden hiç düşmemeli de bence. Paragözlerle devlet içindeki işbirlikçileri, talan etmek için vahşi doğanın yırtıcıları gibi pusuda bekliyor çünkü. Kamuoyunun gözü bir an başka yöne dönse dozerlerle anında çullanacaklar üstüne…
Semt yalnızca peyzaj özellikleri değil tarihi dokusuyla da önem taşıyor. O zamanki adıyla Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Fener’i, 1996’da, “Kentsel ve 3. Derece Doğal Sit Alanı” ilan ederken, bunu çok güzel ifade ediyor. Gerekçesinde, “Türkiye’nin ilk maden kenti olan Zonguldak’ın tarihinde önemli bir yer tutması, kentin sanayileşerek gelişmesine tanıklık etmesi bakımından simgesel bir değer taşıdığını” belirtip ardından şu cümleleri kuruyor:
ZONGULDAK’I YÖNETENLER KORUMA FİKRİNE ŞAŞI BAKIYOR
“İnsana verilen değer ile kişiler arası ilişkilerin mekâna nasıl yansıdığının somut belgelerini oluşturan kentsel alan olması, yapı yoğunluğu ve açık alan kullanımı bakımından günümüze ve geleceğe ışık tutacak düzeyde kentsel alan tasarımı ile örnek bir yerleşim yeri olması nedeni ile ‘kentsel sit’; söz konusu alanda kent siluetini etkileyen, imajına olumlu katkıda bulunan ve ekolojik dengeyi sağlayan grup, dizi ve tek ağaçların bulunması nedeniyle ‘doğal sit’ alanı ilan edilmiştir.”
Bu ifadelerin, birileri için hiçbir anlam taşımadığını biliyorum. “İş, aş, yatırım” gibi cilalı sözlerin cezbesine kapılmış büyük kalabalıklarca “fasa fiso” sayıldığının da farkındayım. Zonguldak’ı yönetenlerin kenti kent yapan, değer katan, varsıllaştıran, doğal-kültürel varlıklarla bunları koruma fikrine nasıl şaşı baktığını yaşayarak gördüm ayrıca. Kimileri “Fener” deyince yüreğim hopluyor bu yüzden. Kızgın bir filin zücaciye dükkânına gireceğini düşünüyor, bu korkuyla dudağım uçukluyor…
FENER’DEKİ TÜM DÜZENLEMELER ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YAPILMALIDIR
Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, katıldığı bir programda, Fener’de düzenleme yapılacağını, bunun da sahil projesiyle bütünlüklü olarak planlandığını söylemiş. Sahildeki düzenlemelerle Fener’in bütüncül bakışla ele alınmasını son derece doğru buluyor, bu fikrini destekliyorum sayın başkanın. Ancak endişelerim de yok değil, sahil projesinde şeffaf bir süreç işletilmediği gibi, kentin tarihi ve doğal dokusu da tahrip edildi çünkü. Aynı şey orada da yapılabilir pekâlâ…
Fener’deki tüm düzenlemeler şeffaf bir şekilde yapılmalı, deyim yerindeyse konacak her tuğlanın yeri, ilgi duyan herkesçe bilinmelidir. Dahası Fener’in kamusal niteliği artırılarak, kentin ayrıcalıklı kesimlerinin, ultra lüks zenginlerinin mekânı görünümünden çıkarılmalıdır. Toplumun tüm kesimleri aynı oranda yararlanabilmelidir Fener’den. Tüm çalışmanın ana kaygısı, doğal ve tarihi özelliklerinin korunması, koruma-kullanma dengesinin doğru şekilde kurulması olmalıdır elbette…