Kentin tepe yöneticileri dahil, kaç kişi farkında bilmiyorum, Prof. Dr. İlhan Tekeli, Zonguldak için çok değerli bir isimdir. Ortadoğu Teknik Üniversitesinin genç bir öğretim üyesi olarak yeni kurulan Devlet Planlama Teşkilatı için “Türkiye’nin ilk bölgesel kalkınma planı”nı yapan kişidir. 1964’de, “Zonguldak Ön Planı” adıyla yayımlanan o çalışma, adından da anlaşılabileceği gibi kentimiz üzerinedir. Ülkenin en değerli bilim insanların biri olan sevgili hocamız, 60 yıldır Zonguldak üzerine düşünmektedir yani...

2017’de  “Ekonomik ve Ekolojik Sürdürülebilirlik Açıdan Filyos Vadisi Projesi” adlı sempozyum için Zonguldak’a davet ettiğimiz Sevgili Hocamız, yaptığı konuşmada, çok önemli tespitlerde bulunmuş, Her zaman ve her yer için geçerli çözümlerin üretilmesinin gerisinde 19. yüzyılın mühendislik mantığıyla İkinci Dünya Savaşı sonrasında gelişen kalkınma mantığının evliliği bulunuyordu. Oysa günümüzde projelerimizi geliştirirken ekolojinin mantığına yer vermemiz gerekiyor.” demişti…

DIŞARIDAN DAYATILAN PROJELERİN ZONGULDAKLIYA GETİRDİĞİ İŞÇİ OLMAKTIR

Bunun kolay olmadığını söyleyen Tekeli Hoca ardından da eklemişti: “Ekoloji mantığının nasıl çalışacağını kavrayabilmek için her proje için bu ‘kimin projesi’ sorusunu sorarak işe başlayabiliriz. Zonguldak ekonomisine damgasını vuran ister kömür olsun, ister demir çelik olsun, Zonguldaklının projesi olduğunu söyleyemeyiz. Bunlar dışarısının projesidir. Bu projelerin Zonguldaklıya getirdiği işçi olmaktır. Zonguldaklılara onun ötesinde bir gelecek vaat etmemektedir.”

                                                                                  

Konuşmayı Filyos Projesi’nde çelikte kümeleşmenin konuşulduğu o yıllarda değil de bugün yapsaydı, sektörlere gübreyi de dahil eder, aynı cümlelerle devam ederdi kesinlikle. Neoliberal politikaların ülkeye biçtiği “Özel sektör kuruluşlarının devlet desteğiyle ucuz ihracat malı üretme” rolünün bir gereği olan bu patikada, Zonguldaklıya, hocanın dediği gibi sadece işçilik düşmüyor, en değerli topraklarını haraç mezat verdiği haramilerin karşısında el pençe durup iş dilenmek düşüyor bir de…

GÜBREDE HER 5 BİN METREKAREDE ÇALIŞAN İŞÇİ SAYISI 1 KİŞİ

İstihdam da üretmiyorlar ayrıca. “Çocuklarınıza iş vereceğiz” diye 600 hektarlık birinci sınıf toprağımızı elimizden alan paragözlerin ortaya çıkardığı istihdam, ÇED Raporu’na göre, 1.200 kişi yalnızca. Özeti Filyos Endüstri Bölgesi bittiğinde, her 5 bin metrekarede çalışan işçi sayısı 1 kişi olacak. Bu sayının çoğunluğunu oluşturan beyaz yakalılar da kent dışından gelecek. Mugalata etmiyorum, Endüstri Bölgesi’nin tamamına patates eksek inanın çok daha fazla Zonguldaklı iş bulur kendine…

İşe bakın, bir fosil yakıt olan kömürden kurtulalım derken doluya tutulduk resmen. Gübre enerji, çimento, demir çelik ve alüminyumla birlikte üretimi en kirli beş sektör arasında çünkü. Toprağa verdiği zararlar nedeniyle kullanımının sınırlanması tüm dünyanın stratejik hedefi ayrıca. Hem kirli, hem de geleceği olmayan bir sektör olarak, yarınlarımızı karartan bir kabus olarak dayatılıyor kentimize, ülkenin kaynaklarını hortumlayarak üstelik. İlhan Hocamı bir kez daha okuma vakti galiba…