MADENCİ’ ye OPERASYON…
1946 ‘da Üzülmez de 99 üye ile kurulmuş Madencilerin Sendikası, 17. Genel Başkanı’nı seçti.
Ocak ayındaki yazımda, ‘gidişat parti sendikasına doğru’ diye yazmıştım.
Bir de, Satılmış Uludağ’ın liste de yer alamayacağını…
Bakmayın ‘beşi bir yerde- tulum çıktı’ açıklama ve gövde gösterilerine…
Son kongre de operasyon yapıldığı doğru. Ama; operasyonu madenci yapmadı
Seyir’e bakalım.
Delege seçimlerinde kaybeden Genel Başkan Eyüp Alabaş, Mali Sekreter Muharrem Sarıçam ve Teşkilat Sekreteri Osman tutkun ‘yenilen pehlivan’ hesabı yine seçime girme kararı verince, operasyoncuların eli kuvvetlendi.
Kazanan büyük şubeler: Karadon (75 delege), Kozlu( 42), Üzülmez (39), Kandilli(39) bir araya geldiler. Amasra da destek verdi. Adnan Tıska’nın başkanlığında Prensipte anlaştılar.
Ancak, antlaşma akşamdan sabaha sürmedi. Yıllardır ‘Tabanın sesi’ politikası yapan Kozlu Temsilcisi Hüseyin Kolçak’ın hemşerilik duyguları kabardı ve ‘her bölge’den bir aday olacak’ diye sesini yükseltti. ‘Karadon’dan Adnan Tıska geliyorsa, Ahmet Demirci olmaz’ demekti bu.
Bölgesinde delege seçimini kaybeden Eyüp Alabaş’ı ortaya attı.
Kafalarında Kozlu - Üzülmez - Amasra sacayağı seçim kazanmak vardı.
Serpme oylar ve MTA(14), Kandilli(39) oylarıyla ‘dereyi geçmek’ düşünülüyordu.
Bu taktik gelişmeyi sezen dışarıda kalanlar: Karadon, Amasra, Armutcuk bir araya gelip, Ahmet Demirci başkanlığında listelerini, Amasra ve merkez şubeyi de katarak açıkladı.
İşte o liste ‘Ahmet Demirci, Adnan Tıska, İsa Mutlu, Satılmış Uludağ, Hakkı Aslan’ seçimi kazandı.
Seçime katılanların aldıkları oylar ise şöyle:
Genel Başkan adayları: Ahmet Demirci: 147, Eyüp Alabaş:111. Genel Başkan yardımcılığı.: İsa Mutlu:54, Durmuş Kılıç: 77, Osman Tutkun: 28. Genel Sekreter: Hakkı Aslan: 152, Hüseyin Kolçak: 106. Mali Sekreter: Adnan Tıska: 224, Muharrem Sarıçam: 25.Teşkilat. Sekreterliği: Satılmış Uludağ: 151, Ergin Cin:102.
Kongrenin kaybedenleri: çifte kavrulurken yanan Eyüp Alabaş, Osman Tutkun ile Kongre de ortaya çıkan ve Alabaş reklamı olan ‘sinevizyon’ mucidi Turan Oral
Bir de Eğitim Zayiatları var. Kozlu Şube Başkanı,‘baba nasihati’ tutmayan Hüseyin Kolçak
Ve Potansiyel Genel Başkan Adayı olarak ortada dolaşıp, aday olamayan Adnan Tıska.
Kolçak; kongre deki konuşmasında, ‘sendikal kulis’ ve ‘zikzak’ları anlatmak için olsa gerek, babasının kendisine yaptığı ‘Bu sendikacılık işlerine bulaşma’ nasihatini tutmadığını açıkladı.
Kongre Divan Başkanı Kolçak’ı ikaz etti ‘Sendikacıları töhmet altında bıraktın. Sendikacılığı ‘üçkâğıtçılık’ gibi gösterdin. Düzelt bunu’ dedi. Kolçak, geri vites yaptı.
Kolçak, ‘taban’ı iyi temsil edip, becerip listeye giremedi.
Yıllarca eleştirip, karşı mücadele ettiği Eyüp Alabaş’ın listesine girip kaybetti.
Yönetim de ‘tabanın sesi’ olamadı. Babasının nasihati ise ‘tabana’ yeni bir mesaj niteliği taşıdı.
Kongre den sonra: Kaybedenlerden çok ‘çifte kavrulan’ değil; çiftten fazla kavrulup yanacaklarda var. Biri, Eyüp Alabaş, Diğeri Osman tutkun… İkisi de Emekliliği hak etmemişler.
Yani, bundan sonra TTK bünyesinde, sendikacılık açısından rakiplerin ‘potansiyel tehlike’ göreceği bu iki ‘eski sendikacı’ madenci olarak yeraltında çalışıp ‘maaş’ alacaklar.
Osman Tutkun’da kongreden iyi hatıralarla ayrılmayı beceremedi.
Kürsü’ye çıkınca. ‘İsa bana içeride rüşvet teklif etti’ diyerek, sendikacılığın geldiği son kerteyi gösterdi. Salondakiler dondu kaldı.
Borç, lüks, tefe’ derken, ‘rüşvet’te girdi, Tutkun’un icraat dosyasına ve Sendikanın literatürüne…
Kongre’den bir ay önceydi. Sendika da sohbet ediyorduk.
Muharrem Sarıçam, Ergin Cin, Hakkı Aslan, Osman tutkun vs…
Konu yine ‘karışık- buruşuk’ işlerden açılınca, Amasra Şube Başkanı(şimdi Genel Merkez yöneticisi) Hakkı Aslan ‘Bu Sendikaya bir kasa değil, bir kamyon Domestos lazım’ demişti.
Aklıma, Ramazan Denizer’in ‘şaibeli’ işleri kastederek ‘Sendikayı kırklayacağım’ diyerek Genel Başkan olması geldi.
Ramazan Denizer geldi, Sendikayı gülsuyu ile kırkladı. Hat ta, Sendikaya o günün şartlarında, 3.000 işçi alınmasını sağladı. Yine oturamadı koltukta ve alınan işçilerin mülakatı yapılamadan gitti! (29 Kasım 2009).
Ramis Muslu; Bataktaki Sendika’yı Mali Disiplin içine aldı. Tam düze çıkartırken gitti.
Eyüp Alabaş yönetimi; hiçbir şey yapmadı denemez. En azından kasada 5-6 milyon lira bıraktılar. Ancak; kendilerini idare edemediler.
Demek ki, Sendika da Ruhi Bunalım var. Kırklama bir işe yaramıyor!
SONUÇ:
Gelelim, Sendika’nın ahval-i vaziyetine
Adettir, yapılamayan işler tüm olumsuzluklar ‘eskilere’ yüklenecek…
Başbakan ve Enerji Bakanı ile görüşemediler’ diyecekler… ‘Türk - İş yönetimine giremediler…’
‘Türkiye Maden İş’in Türk-İş Delege sayısı 17, bizim yedi’ Kurumun teklif ettiği ‘performansa dayalı üç bin kişi teklifini kabul etmediler…’ diyecekler…
Satılmış Uludağ, kıs kıs gülecek yan koltuktan…
Sorular uzayıp gidecek…
Hakkı Aslan ‘Zonguldak’a uyum’ sağlayabilecek mi?
Sendika’nın 99 kişiyle kurulduğu Üretim Bölgesi Üzülmez ile taban’ın değil Hüseyin Kolçak’ın keyfi ile Yönetim dışında kalan Kozlu ne yapacak?
Eyüp’e ben kaybettirdim’ ve ‘Kandilliyi ben kazandırdım’ deyip ‘diyet’ beklentisi içinde olanlar çıkacak piyasaya… ‘Merkez şube’yi listeye ben soktum’ ve ‘Tıska’yı ben caydırdım başkan adaylığından, yoksa liste kurulmazdı’ diyenler…
Ve kongre’yi tekmil-i birden izleyen ‘Devrekli’ hemşerilerin beklentisi…
Bana göre ‘Madenci’ye Operasyon’ yapıldı. Bu operasyonu madenci yapmadı.
Bu operasyonun baş aktörleri Adnan Tıska ile Hüseyin Kolçak’tır.
Kulisler 1 Mayıs hazırlıklarıyla örtülür ve şaşalı İşçi Bayramı kutlaması yapılırsa, ‘yaz sıcakları’ belki atlatılır…