Medeniyetin sembolüdür yol.

Keçi yolu, patika…

Otoyolu, havayolu, deniz, demiryolu fark etmez.

Önemli olan ‘canlı’yı hedefine götürmesidir.

Hedef ‘mesafe’ ile ilgili olunca, asansörle de kat edilir, merdivenle de…

Konu merdivenden açılmışken, Zonguldak’ın bir diğer ismi de ‘merdivenli şehir’dir.

Ölümün ağzı’,‘İki katlı şehir’ ve ‘Karaelmas yakıştırmaları gibi.

Zonguldak’a gelmiş bir yabancının, gözüne çarpan ilk özellikler ‘kara dere’si ile ‘uzun merdivenleridir.

Yamaçların eteklerinde kurulduğundan, taş ya da beton merdivenlerle ulaşılır, daha ziyade ‘orta direk’ semtlerindeki ‘gariban’ gecekondularına…

Fakir, fukara, gureba için, merdiven bile lükstür çoğunlukla.

Merdivene hasret’ komşusuna göre, şanslı olanlar bile vardır.

Pahalı semtlerin sokakları arasında bile ‘bağlaç’ olur bu ‘medeniyet’ aynası ‘basamaklı yollar’

------------     ------------------

Yukarıda okuduğunuz satırları ihtiva eden yazıyı, 19 Eylül 2008’de Zirve gazetesinde ‘Şehir de Merdiven Rezaleti’ başlığı ile yazmıştım.

Çelikel Lisesi Coğrafya Öğretmeni Emin Çakıroğlu, 1943 öncesini Halkevleri dergisi Karaelmas’ta şöyle anlatmış. ‘Şehir yamaçlarda kurulduğu için, mahallelerde bütün caddeler, merdivenler halindedir’(1)

Hakkını yemeyelim. Mahallelerde şimdi cadde ve sokaklar var. Ama merdiven sayısı daha da çok.

O tarihten bu yana, konu ile ilgili çözüm hak getire, rezaletler katlanarak arttı.

Yağışların yoğun olduğu günlerde, yüksek semtlere insanların çıkmasını sağlayan merdivenler, adeta dere olup aktı, yaşamı çileye döndürdü.

Merak edilen şu!..

Merdivenin de bir basamak aralığı, yüksekliği yanında, su taşıma özelliğinin de olması gerekmez mi?

Ev’in çatısına ‘kiremit’ dizmekle bitiyor mu iş? Çatı altına oluk ve toplanan suyun taşınacağı boru konmuyor mu?

Yağış yoğunluğu’ bahanesi mi?.. Hikâye…

Basamak aralığı ve yüksekliğinden geçtik.

İstediğimiz, merdiven yanlarında su akarları, inip çıkanlar için tutamak (korkuluk) ve her 30-50 basamakta bir yaşlılar için dinlenecek oturak.

Hepsi bu…

Elin oğlu (!), MHP’li  Karabük Belediye Başkanı, evvel emir de verdiği seçim sözünü, siyasi nezaket ve halka saygısı gereği, dik yerlere yürüyen merdivenler yaparak yerine getirmiş.

Alışveriş mağazalarında olduğu gibi…

Su ile boğuşmak, düşmek ve yorulmak derdi yok!..

……………          ……………

Yaz tatilimi geçirirken sosyal medyada, Zonguldaklı ‘sol kumpanya’nın yandaşlarına çağrısını okudum.

- Boya ve fırçalarınızı alıp gelin…

Yağışlı havalarda, insanların ulaşımını engelleyen merdivenleri boyamak için(!).

Güneşi balçıkla sıvamak gibi…

Rezaleti boyayıp, yok saymak gibi…

Tencere - tava operasyonunun bir başka versiyonu.

Gerçekleri saptırıp, gizlemek gibi…

 

--------------             -------------------

Merdivenler eskiden lükstü.

Yağışlı havalarda bile insanlar, serzenişte bulunmazdı!..

Zira yol(medeniyet) seviyesi düşüktü.

Her ev de bir ‘Alaman lastiği’ ya da bir- iki çift ‘çizme’ olurdu. Sorun çizme ile aşılırdı.

Eskiden evlerde, sürekli elektrik kesintisi beklendiğinden, düzinelerle ‘mum’ olurdu.

Şimdi, kaç kişinin evinde mum var. Kaç kişinin evinde ‘Trabzon lastiği’ var?..

----------------------         --------------------

Demek ki neymiş?

Halka hizmet etmek için solcu(!) olmak gerekmiyormuş.

Demek ki neymiş?

Önce, yönetici olarak birbirine saygı duymak, sonra verdiğin sözü gerçekleştirmek gerekliymiş

İşte bunun için, dün ilçemiz olan Karabük’te belediye, halkı için yürüyen merdiven yapabiliyor.

İşte onun için Karabükspor Süper Lig’te…

Acaba başkanlık seçiminde, kendi ‘adayına oy vermeyen’ yöneticiler ve ‘rezaleti boyamak’ suretiyleyok sayanlara müdahale etmeyen başkandan, çok şey bekleyip haksızlık mı ediyoruz?

-------------------------           ------------------------

Lâfa geldiğinde attığında ‘mangal da kül’ bırakmayanların, bir de yağışlı havalara ‘merdivenli şehir’ açısından bakmaları gerekir.

Şairin “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” dizeleri, bir ömrü anlatmaya belki yeter?..

Ancak Zonguldak’ın merdivenlerini anlatmaya, ömrün yeteceğine inanmıyorum.

Çaresiz, çekeceğiz…

629 adımlık şehir’de.

Anlayış, bu olduktan sonra!!!

--------------------

1) E. Murat Zaman.Kömürün Çocukları.111