Muzaffer Tayyip Uslu 1. Temmuz 1922 İstanbul’da doğdu, 3 Temmuz 1946 günü Zonguldak’ta yaşamını yitirdi. Bu yıl doğumunun 99., ölümünün 75. yılındayız. İki tarih arasındaki 24 yıllık zaman dilimi, Muzaffer’in bir kelebek ömrü kadar diyebileceğimiz yaşama süresini gösteriyor.

Muzaffer Tayyip’in nüfustaki, yani resmiyetteki adı, okul kayıtlarında da görüldüğü gibi “Süleyman Muzaffer Uslu”dur. Ailede Baba Tayyar Talip, anne Şükriye Hanım, büyük ağabey Tayyar Azmi, küçük kardeş Müfit İlyas vardır. Polis komseri emeklisi baba, tanıdıkları yoluyla Zonguldak kömür işletmesinde küçük de olsa bir iş bulunca eşi ve çocuklarıyla Zonguldak’a taşınır. Büyük kardeş Tayyar Azmi İstanbul’da teyzesiyle kalır.

İstanbul’da lise öğrenimi gören Muzaffer, Zonguldak’ta M.Çeliklel Lisesi 5/ Edebiyat sınıfına 842 numaara ile kaydolur. Daha sonra tanışacağı şair Rüştü Onur ise bir yıl önce okulu bırakmıştır. Rüştü Onur, Kastamonu Lisesi 5. Sınıf öğrencisiyken, aldığı 21.VII.1939 tarihli tasdikname ile Zonguldak’a gelir ve M.Çelikel Lisesi 5/B sınıfına 29.IX.1939 tarihinde 1588 numara verilerek kaydolur. Bir yıl sonra da 29.Aralık.1940 tarihli tasdikname ile Maliye memurluğu yapabilmek için M. Çelikel Lisesi’nden ayrılır.

10.Ekim.1941 tarihinde Kars Lisesi Edebiyat öğretmeni Behçet Necati(gil) M.Çelikel Lisesine atanır.Şehrin kömür tozlarına bulanmış rutubetli havası genç öğretmenin adenitini azdırır, İstanbul’a giderek tedavi görür, 30 Aralık 1941’de Zonguldak’a gelerek görevine başlar. Muzaffer Tayyip’in öğretmeni, Rüştü Onur’un arkadaşı olur. 1940’lı yıllar Zonguldak’ında üç şair soluklanır; Kemal Uluser, Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu.Hepsinin en büyüğü olan Kemal Uluser, daha sonra düzyazıya geçer. Uluser, Rüştü’den 5 yaş, Muzaffer’den 7 yaş, Rüştü de Muzaffer’den 2 yaş büyüktür.Yani en küçükleri Muzaffer Tayyip’tir.

Muzaffer Tayyip, İstanbul çocuğudur ama Zonguldaklı kabul edilmiştir. Bu şehre 17-18 yaşlarında gelmiş sayılır. Ömrünün son beş altı yılı burada geçmiştir. Burada okumuş, hastanelerinde yatmış, burada şairliğe adım atmış, burada ölmüş ve toprağa karışmıştır. O nedenle Devrek doğumlu arkadaşı Rüştü Onur kadar, Amasralı Kemal Uluser kadar Muzaffer de Zonguldak toprağının çocuğu olmuştur.

*****

Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip yaşamlarının baharı denilebilecek yılları 2.Dünya Savaşı’nın yokluk, yoksulluk, hastalık, bakımsızlık, geceleri karantina, şehre giriş çıkış denetimi, ekmek vesikası, yönetim baskısı vbgibi sorunlar altında geçirirler. Buna karşın şiirlerinde insan sevgisi, yaşama sevinci görülür.

Muzaffer Tayyip, liseyi bitirdikten sonra İst. Ün Felsefe Bölümüne kaydolur. Ancak hastalık, yokluk, parasızlık nedenleri yüzünden geri dönmek zorunda kalır.Kömür İşletmesi İş Takip Bürosunda memurluk yapar. 1945 yılında “ŞİMiDİLİK” adını verdiği şiir kitabını yayınlar. Hastalığı bu süreçte artar, tedavi, imkanı bulamaz, 3.Temmuz.1946 günü yaşama gözlerini kapar, Zonguldak toprağına karışır.

ARKADAŞLIK
1

Şiirler söylemek istiyorum size.
En tatlı ümitler içinde
İstiyorum ki korkutmasın sizi mezarlık
Göreceksiniz o kadar
O kadar can sıkıcı değildir
Benimle arkadaşlık
Ben
Rivayete göre
Allahın talihsiz kulu
Ben
Üsküdar’lı Şükriye hanım’ın
ortanca oğlu
Ve yirminci yüzyılın
Eli ayağı bağlı
Zavallı Şairi
Muzaffer Tayyip uslu
Şiirler söylemek istiyorum size
Siz gibi sevgili insan kardeşlerime

2

Sevgili insan kardeşlerim
Size bütün kalbimle teşekkür ederim

Ellerimizin yardımıyla
Saçlarımı tarıyorum
Her sabah

Siz kitaplara yazmasaydınız
Ben nerden bilecektim
İki kere ikinin dört ettiğini

Ve gökyüzünü yatağımdan
Seyredebilir miydim böyle
Aklınıza gelmeseydi
Bu pencereyi açmak odama

Ah biliyorum
Biliyorum bir gün gelir de ölürsem
Omuzlarınızda gidecek cenazem
Size şimdiden teşekkür ediyorum(…)

*****

GENÇ KEMALİST NESLE MENSUBUZ

“ …Hatırlatalım ki ne ben, ne de arkadaşım papiyon kravatlı, uzun saçlı tufeylilerden değiliz. Şiiri aşk mektubu ve şairi karasevdalı bir aşık telakki etmiyen, realist dünya görüşüne sahip genç Kemalist nesle mensubuz. Ortada doğruluğuna inandığımız bir dava var. Bu davayı realize ettirmek için gücümüzün yettiği kadar hizmet etmek emelindeyiz.Bizi bu yolda yürümekten hiçbir kuvvet alıkoyamayacaktır. Bizim alkışa da ihtiyacımız yok; bir kavganın adsız neferi olmak şerefi bana ve arkadaşıma yetiyor.”

MuzafferTayyip Uslu

Zonguldak Ocak Gazetesi, 3.2.1943