Ancak; Netice de gol oldu ve istatistiklere girip, yarınlarda ‘temcit pilavı’ gibi ısıtılıp ortaya getirilecek.
Teknik Endüstri Meslek Lisesi adının değiştirilmesinden bahsediyorum.
Bürokrasi’nin bir atraksiyonu elbet te.
Üzerine elzem olmayan iş!
Muhalefet’in yapamadığını bürokrasi yapıverdi.
Ve muhalefet’e öyle pas attı ki!
Bundan böyle, Siyasi Arena sohbetlerinde konu edilecek.
Allah’tan Zonguldak’ta Muhalefet yok!
Muhalefet; Parti de ‘ilçe ayıklaması (!)’ Belediye de ‘kapı – baca’ imar düzenlemesi ile uğraşıyor?
Patlak lâğımları gören yok. Sıcakların bastırmasıyla birlikte, mahallelerdeki patlak lağımlar şırıl şırıl akıp keyif sürüyorlar.
Demek ki; Kış’ın sisi, kömür’ün pisi’nden göze çarpmıyormuş?
Lâğım kokan dere göze çarptı da ne oldu sanki!
Lâğım kokusu, köprülere takılan saksı çiçek görüntüsüyle kaybedilmeye çalışılmıyor mu?
Halk Sağlığı açısından ‘edebiyat’ var.
Bırak önlem almayı, ‘farkındalık’ yok.
Dünya’nın hangi şehrinde, ana caddesi üzerinde, gazoz - bira kasaları yığılıp, sandalye atılıp, kaldırım işgali yapılabilir?
Güç’ün siyasi sergilenmesi, ayıp’ın kollanmasından başka bir şey değil…
Lavuar alanı leş gibi yatıyor orta da. Paylaşılamayan ‘siyasi Rant’
Var mı itirazı olan?
Bırakın kardeşim çıkar kavgasını. Bir kez de Zonguldak kazansın.
Şehir girişlerinde tünel inşaatları devam ediyor mu?
Kış çıkışındayız. Mahalle caddelerinde birikmiş toz – toprak, arozöz’le yıkanıyor mu?
Araç seyr - i seferinde toz bulutu yükseliyor caddelerde!
Maşallah, bizim seçilmiş ve atanmışlarımız ‘mobil makam’ gibi olunca, daha şimdiden işler, yaz sıcağında ‘gölge rehavetinde’ gidiyor.
‘Yaz dostum!’
Yazsan ne olacak?
‘AVM yanındaki, dibi patlak şelâle havuzuna haftada 160 ton su basılıyor’ diye yazdık, ne oldu?
Dedim ya, Zonguldak’ta Muhalefet yok diye…
AKP kendi bürokratının kafasıyla, kendi kalesine öyle bir gol attı ki?
Muhalefet, beş bin imzalı sessiz çoğunluğu arkasına alıp, skor’u yükseltmeyi beceremedi.
Teklif veren teklif’i çekti ve ‘ortalık’ duruldu.
AKP, böyle bir muhalefet’i olduğu için çok şanslı, çok…
Yalçın ARSLAN
Zonguldak ve Havalisinin, kültür konularında, gerçekten yeri doldurulamayacak bir ‘hafızası’ kayboldu.
Koltuk olarak yeri bürokrasi de mutlaka ‘atama’ ile doldurulabilir. Ancak, tecrübe açısından uzun yıllar dolacağına inanmıyorum.
Toplum katmanları arasında hoş sohbet ve saygısı ile takdir toplayıp, herkes’e zaman ayırabilecek bir gönüle sahip arkadaşımdı.
Bazen, bu kadar çok işi nasıl beceriyor da dinleniyor diye söylendiğim oluyordu.
Ne kadar ‘vade’ desek de, demek ki yapıyı fazla yormamak gerekiyormuş.
Ne denir?
Yalçın’a ‘rahmet’ Ailesi, yakınlarına başsağlığı, diliyorum.
SOMA VE ZONGULDAK
SOMA Faciası ile ilgili, Adli açıdan soruşturma, siyasi açıdan da yeni düzenleme hazırlıkları sürüyor.
Olay’ın sıcaklığında ki tartışmaları terennüm etmenin manası yok.
Ben Sendikacıların, madenler üzerinde etkisi olduğuna inanıyorum.
İki de bir ‘taşeronlaşmaya hayır’ ve ‘işçi alınsın’ diye ‘sendika çıkarı’ için feryat edene kadar, can kaybını önleyici tedbirler üzerinde ses çıkartılmalıdır.
Efendim, Soma da yıllık 1.5 milyon ton kömür çıkartılması gerekirken, üretim zorlamasıyla 3 milyon ton çıkartılmış.
Peki, neden ilgili ve yetkili Sendika ‘Ocağı terk’ etmemiş?
Soma faciası esnasında, televizyonları dolaşıp ‘yorum’ yapan dostum Eyüp Alabaş, Zonguldak maden ocaklarında ‘vaziyet ne alem de?’
Tam da ‘delege seçimi’ hazırlıkları başlamış iken.
‘Şimdi sırası mı’ diyeceksin, ama…
Neyin sırası belli ki?