Şiir’in tamamı ise (Sakarya) ‘bir dünya’ya bedel.
Konumuz şiir değil bugün. Şiir’deki Suyun üzerinde kopartılan fırtına. Ya da insanlara hayat iksiri kan gibi elzem ihtiyaç maddelerinden biri olan suya verilmeyen değer.
Kaynakları açısından bakıldığında, sulu illerden biri Zonguldak.
Ancak idarecilerinin sululuğundan olsa gerek, sorunlarımızın başında geliyor su ve envanteri.
Lağım kokan dere suyundan, içme suyuna, atık sudan yağmur suyuna, ‘politika’ kesilmiş başımıza… Deresi ıslah edilmemiş leş olmuş, kanalizasyonu su batana bağlanmış tasman olmuş, yağmur suyu merdiven de, atık suyu sokakta dert olmuş…
Seçim arifesindeyiz ya! Son günlerin aktüel konularından biri de içme suyunun fiyatı olmuş. CHP’li belediye ‘Seçimi kazanırsam, şu fiyata satacağım’ diye bir şey demiyor.
Zaten, taksitlendirdiği Ulutan Barajı elektrik borcunu ödemekte güçlük çekiyor.
Ahkâm kesenler, seçim kazanmak için, her yolu mubah sayanlar.’
“Suyu % 50 ucuzlatacağım” diyen bile var (!)
‘İçme suyunun tonunu 2.5 lira yapacağım’ diyen, Ülke de iktidar, Zonguldak’ta ana muhalefet olan AKP adayı Ali Bektaş’tan başlayalım.
Birincisi, açıklamasında samimi değil.
Zonguldak’ta içme suyunun tonu 2.80 lira. Buna Atık su (0.80), ÇTV (0.09), KDV (0.29) eklenince toplam fiyat 3.98 lira oluyor. Seçim sonrası, arıtma sisteminin devreye girmesiyle birlikte, aylık ortalama 9 lira daha eklenecek.
Evet… Sayın Ali Bektaş, suyun fiyatını 2.5 lira yapacağım diyor ya?
Suyun çıplak fiyatından mı (2.80 TL), yoksa giydirilmiş fiyat (3.98 + 9 TL) üzerinden mi fiyatı çekecek?
Nasıl?.. Elektrik faturası ve personel giderleri ödenmeyecek mi? KDV, atık su, ÇTV ne olacak?
Ya da; Zonguldak Belediyesi’nin uyguladığı 18 çeşit fiyat tarifesi var. Hangisine göre fiyatı 2.5 lira yapacak?
Çıplak fiyat olan 2.80 lira üzerinden 2.5 lira yaparsanız, 30 kuruş indirirsiniz ki, bu küçüklere masal, büyüklere hikâye olur?
Sayın Bektaş, şu ‘2013 yılı tahmini gelir ve zorunlu giderler tablosu’ ile‘2014 yılına ait faaliyet bazında 1 m3 su ücretine ait hesaplama cetvelini’ eline almalı ve halkı yanıltmadan, hangi fiyat üzerinden, seçim indirimi yapacağını açıklamalı.
‘Pislik akan bir dere…’ diyor ya?
Mevcut CHP’li belediye, leş gibi kokan dere üzerindeki köprüye, saksı çiçekler koyup, kokuyu ‘görüntü’ ile kaybetmeyi deniyor(!) Bu halkla dalga geçmenin ta kendisi.
Yapılacak olan, trilyonlarca liranın harcandığı arıtma tesisi bağlantılarına, dere çevresindeki lağımları bağlamaktı. Çaydamar ve birçok yerden, lağım suları bu dereye akıyor! Anlayacağınız, Orhan Veli’nin dizelerinde, eskiden kömür karasıydı dere.
Şimdi ‘yüz karası’.
Eskişehir ve Kastamonu örnekleri var elbette. Ancak, görev süreniz içinde, Kozlu deresi temizlemesi yapılamadı. Dere suyu ile deniz suyu birleşip, Kozlu’yu sel almasın diye, dere ağzına mendirek yaptırıldı. Elbette, Kozlu’da da olsa ‘Kötü yaşamak kader değil…’
Bir diğer konu… Alt yapısı kalker (kireç taşı) olan mahallelerin çoğunda, kanalizasyonlar su batanlara bağlanmış. Asitli ve deterjanlı sular, kalker yapıda eritme nedeni olup, geniş dehlizler yaratıyor. Netice de çökmeler yaşanıyor.
‘Zonguldak çöküyor’ tezahüratı nedeni bu?
İmara aykırı yapılaşma çirkin ve sorun? Kozlu da yapılan bu?
Zonguldak’a hangi metot uygulanacak?
Küfür, hakir görme, gürültü, haklı olmanın sebebi değil, kirlilik nedenidir. Asıl olan, sevgi belirtisi, delille ikna etmektir.
Görüntü kadar rakamlar da önemli. Hüdai Dökmeci (2004) CHP’li Ali Bektaş’tan 26 milyon borçla devralmış, 2009’da DSP’li Bektaş’a12.500 liraya devretmiş belediyeyi.
Yıllık bütçesi 20 milyon lira olan Kozlu’nun, 2013 yılı sonu itibarıyla kâğıt üzerindeki borcu 60 milyon lira.
Zonguldak Belediyesi’nin yıllık bütçesi, yaklaşık 100 milyon lira, deyip geçelim…
Belediyeler, elbette insanların toplu yaşama adım attıkları yerlerdir.
Son altı ay içinde Karadeniz, Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da 15 İl gezdim.
629 adımlık Şehir bu açıdan kesinlikle köy görüntüsündedir.
Vaatlere baktığımda, bu gerçeğin değişmeyeceğine inanıyorum.
2003 yılında çıkardığım aylık SÖZCÜ dergisinde kapak konusu ‘su çilesi’ idi.
Su yüzeyindeki daireler içine koyduğumuz dizelerle bitirelim yazımızı.
İkisi de aynı suyu içerler/ Yılan zehir yapar arı bal yapar / Adam var kurutur kara denizi / adam var bir damladan göl yapar.
SONUÇ; Ali Bektaş diyor ya ‘benden önce Zonguldak’a adam gibi belediye başkanı gelmemiş’ diye.
Ben de diyorum ki, ‘Aynası iştir kişinin, lâf’a bakılmaz.’
‘Bir damladan göl yapacak adam’ görmüyorum.