VEKÂLETEN SAVAŞ ve TÜRK SOLU
Ankara da yapılan ve 102 kişinin ölümüne neden olan çift bombalı saldırı, bana göre basit bir ‘terör’ eylemi değildir. Bu Türkiye’ye müdahaledir.
Toplananların HDP mitingine gitmeleri de hiç önemli değil.
Hat ta, Bölücü Örgüt’ün yediği darbeler sonrası dağılma anında, devletin silah bırakması için ‘Barış’ diye ortaya çıkılması da…
Son 15 yılın en kanlı olayı, Türkiye’nin ‘11 Eylül’üdür bu saldırı.
Olaya sıradan bir ‘Anarşi-Terör’ mantığıyla yaklaşmak, olayı çarpıtmaktır. Olayı, seçim öncesi, iç politika malzemesi yapmak suretiyle ‘Siyasi Rant’ sağlamaya çalışmak, failleri geri plana atmaktır. En önemli kıstas, olayın yapıldığı yer ve ölen vatandaşlardır.
Türkiye de yapılan her olay, Türkiye’nin aleyhindedir. IŞİD mi yaptı, PKK mı?
Kim yaparsa yapsın Türkiye’nin düşmanıdır.
Her iki örgüt’te dış bağlantılı ve Türkiye’ye karşı ‘vekâleten savaşan’ örgütlerdir. Türkiye’nin iç bütünlüğünü bozmak, ekonomik güçsüzleştirmek, parçalamak… Kısacası, Avrupa ve Ortadoğu’da etkinliğini kaybettirmek…
Sadece Türkiye’nin iç işlerine karışmak değil, Türkiye ile dostluğu olanlarında düzenini bozmaya çalışmak...
İşte, Kuzey Irak Kürt Devleti… PKK’nın uzantıları, ‘Barzani’yi devirmek için, karşı operasyon yapıyor.
PKK Türkiye’nin düşmanıdır. Türkiye sınırlarında yaptığı eylemler, o’nun insanlara ‘hürriyet’ ve ‘ekonomik çıkar’ sağlamaya yönelik olmadığını gösterir.
Güvenlik güçlerini ve masum insanları öldürecek, Ülke’nin hayat damarları Petrol Boru hatları, okul ve yolları bombalayacaksın…
Bunun neresi özgürlük ve insan hakkı arayışı.
İşin kötü tarafı; her insan ölümlü eylem sonrası, PKK’nın meclis şubesi gibi çalışan HDP’nin‘Kandil’i savunan açıklamaları değil; tarihi derinliğe sahip, Türk Solu’nun ‘terör’e payanda olmasıdır.
Düşünebiliyor musunuz: Irak ve Suriye sınırlarında savaşan PKK yandaşları (PYD ve YPG), ABD ve RUS uçaklarını, yavuklusunu bekleyen güzel gibi bekliyorlar… Bilmiyorlar ki, ABD ve Rusya bu güne kadar kimseyle evlenmedi. Çıkarı olduğu müddetçe, kişi, örgüt ve devletlerle ‘nişanlı’ kaldılar. Nişanlılığın tadını çıkartıp, muratlarına erdiler.
Hadi, diyelim ki, PKK ‘vekâleten savaş’ın maddi- manevi hazzını çıkartıyor.
Peki, bizim ‘şanlı’ Türk Solu’na ne oluyor?
Laf’a geldi mi ‘Kurtuluş Savaşı’ ve Mustafa Kemal’ diyen ‘Türk Solu’na…
Kurtuluş Savaşı, Türk Ulusu’nun Emperyalizm’e karşı, direnişi değil miydi?
Mustafa Kemal, yedi düvele karşı savaşmadı mı, Türkiye’nin bağımsızlığı için?
Ya Nazım Hikmet ne derdi?
Kendi isteğiyle kaçtığı Rusya’da Vatan hasreti çeke çeke ölen…
Ben silahımı halk’a ve Orduya karşı kullanmadım’ ve “ben Amerikan Emperyalizmi’ne, Rus Revizyonizmi’ne, Roman Soytarılığı’na, ve Bulgar dalkavukluğuna karşı, bir Türk Devrimcisiyim” diyen Deniz Gezmiş’ duysa ne derdi acaba, bizim Amerika - Rus sevicisi… PKK payandası solculara…
Nerede, Kurtuluş Savaşı’nda Bağımsızlık mücadelesi veren ilkeli- omurgalı Türk Solu?
Neden eleştiremiyor PKK’yı?
Devlet neden silah bıraksın ulan, sen bırakacak ve defolacaksın Ülkemden…’diyemiyor.
Ne demek, “Barış olsun, (Devlet de, PKK’da Silah bıraksın)” demek?
Hem devlet’in asker ve polisi öldürülecek, hem de Devlet’e ‘silah bırak’ diyeceksin…
Bu ‘PKK’ya destek’ fikri nereden kaynaklanıyor acaba? Kobani olayları esnasında kopartılan yaygara, PKK’nın kanlı eylemleri sonrası neden yapılmadı?
Bu ‘eziklik’ neden?
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur’ sözünün uygulama alanı ‘Ülke bütünlüğü’ üzerinde olabilir mi?
İç siyasette, yapılan seçimlerde, Milli İrade’ den yeterli ilgiyi görmemenin hesabı böyle sorulmamalı. Hesap, yandaşı olduğun siyasi partileri, ilgi görecek ‘proje ve icraat’lara yöneltme şeklinde olmalıdır.
Benim partimin iktidar hedef ve hevesi yok.’ Deyip, ‘İktidarı devirmenin yolu’ olarak terör yandaşı bir partiye ve kanlı terör eylemlerinin adresi bir örgüte destek vermek, ‘TÜRK DEVLETİ’ düşmanlarının işine gelir.
IŞİD ne kadar usta bir İngiliz maymuncuğu ise, PKK’da Ortadoğu’da ‘hesabı’ olan Alman ve diğer devletlerin maymuncuğudur. Bu gün Almanya, PKK’nın başkenti durumuna gelmiştir. Nerede, dost (!) Almanya’nın Türkiye lehine tavrı?
Demek ki; Ülkeler arasındaki dostluk, çıkar’a dayalı. Bölge de ve dünya da çıkarına dokunduğumuz Ülker, intikamlarını, içerdeki beslemelerini destekleyip ‘örtülü’ savaş’ yürütmektedirler.
Çıkardığı Petrolü Türkiye Üzerinden satan Barzani’ye operasyon niye yapılmışsa, THY’nin; Lufthansa’nın elinden Dünya Birinciliğini almasıdır, Almanya’nın bize ‘şaşı’ bakışı.
Fotoğrafı doğru okumak lazımdır. Çevremizde gelişen olayları, iyi tahlil etmek gerekir…
İçerde ve dışarıda gelişen olaylara ‘Türkiye’nin çıkarı’ açısından bakıp, tavır koymalıyız.
SONUÇ:
Ankara’daki çift bombalı 102 ölümlü olay ile HDP’nin oy oranı arttırılmıştır.
PKK, ‘Kandil Dukalığı’nın son bulacağını, Türkiye’nin: Göktürk 2 uydusunu uzaya fırlattığında anladı. Göktürk 2 ve İnsansız hava araçlarının verdiği görüntüler ile ‘Kandil mağaraları’ PKK’ya mezar oldu ve Suriye’ye (Kobani’ye)kaçtılar.
Ancak: Düşman Devletlerin adına yürüttükleri ‘Vekâlet Savaşı’ndan vazgeçmiyorlar. Her fırsatta Türkiye’ye, onların adına müdahale ediyorlar.
PKK’nın hedefi: Türkiye’nin düzenini bozmak, ekonomisini çökertmek ve İktidar’ın ‘Yeni Türkiye’ iddiasını çürütüp, Türkiye’nin Model Ülke imaj ve çalışmasını engellemek, yok etmektir.
Her şey aleni yapılırken: Türk Solu, olayları nasıl olur da, Alman gözlüğü, İngiliz kulağı, Amerikan kafası, Rus yaftası ile yorumlar?
Ne oldu Türk Solu’nun ‘ilke ve omurgasını oluşturan ‘Ülke ve Devletini’ sevmek ile ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ kavramlarına?
7 Haziran’dan bu yana tam 130 güvenlik görevlisini öldüren, PKK gibi kanlı bir örgüte destek vermek nereden çıktı?