Şöyle demiş Fazıl hüsnü Dağlarca “Şairin sahipsizliği doğduğu yerin karanlığındandır”
Bu sözün önünde şapka çıkartılır diye düşünüyorum, nedenini ise “tecrübe edilmiştir” olarak özetleyebilirim. Sahiplenildiğini hissettiğinde bir başka coşuyor kelimeler, bir başka yakışıyor kâğıda sözler.
İnsan ömründe zaman zaman bazı mucizevi yol güzergâhları olur, hesapsız, zamansız, aniden yola koyar bizi. İşte bunlardan birinde,bir davet üzerinden iki şiir sevdalısı, iki kadın, koyulduk yola, doğduğumuzve yaşadığımız yerden. Doğduğumuz yerin karanlığında ışık olmaya çalıştık yıllarca, ışık olabilelim ki varlığımız hissedilsin istedik belki de çünkü o zaman daha çok azmediyor insan, daha çok anlam katıyor söze ve öze.
Gülden IŞIK ve Selma AYDIN
Birbirini hiç tanımayan onlarca kişi koyulduk yola, sıfatlarımızdan arınarakher birimiz sadece gitmek, görmek, tanışmak, bilgilenmek paylaşmak üzerine kurgulu olan yolculuğun temasına teslim olduk. Kendini aşan insanların çokluğuyla yüzleşince, haddini bilmenin erdemliğini içselleştirme gereği duyuyormuş insan, bunuda bir kez daha deneyimlemiş olduk bu kültür gezisi vesilesiyle. Edep gerekiyormuş her zaman altını çizdiğim gibi doğru yerden bakabildiğime sevindim doğrusu. Bir kez daha tecrübe ettim ki doğrusu zaten bu imiş, olması gereken ve içselleştirilmesi gerekende kesinlikle edep ve eşittir erdemli insan...
Edebiyat dünyası bir okyanus ise ki öyle, bir kum tanesi olabilmek bile bir onur benim için, haddimi her zaman bildim, bilmeye de devam edeceğim ama ve fakat izlenimlerimi de aktarmadan geçemeyeceğim. Şiir benim canımı en çok yakma sebebiydi bazılarının ama o can yakmalarında bile vazgeçmediğim, tam tersine daha sıkı sarıldığımdı iyi ki de öyle olmuş.
ASKEF: Avrasya Sanat Kültür Edebiyat ve Bilim Federasyonunun programı dâhilin de on günlük bir yolculuğa çıktık, birbirinden değerli ve kıymetli insanlarla tanıştık, aydınlık gönüllerinden saçılan ışıkla da çok çabuk kaynaştık diye düşünüyorum. Her biri ayrı bir değer, ayrı bir kaynaktı sanata dair.
Ressamlarımız, şairlerimiz ve yazarlarımız olarak ve birde bestekârlar olarak, kanımca güzel izler bıraktık karşılıklı olarak ruhlarımızda.
Askef’in Hazırlamış olduğu şiir antolojisi kitabının tanıtımında Azerbaycan’da Bakü de Yazıcılar Birliğinde düzenlenen törende söz aldık, kendimizi, geldiğimiz yeri ve emeklerimiz tanıttık, tanıştırdık birbirimizle. Emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim. Üç ülke yirmi beş şehri kapsayan bu yolculuğun kıymeti, görsel olarak zihnimize kaydettiklerimizin yanında, sanatın edebiyatın önemini ve ne denli sahiplenildiği gösterdi bize. Mütevazı olmanın önemini, mevki, makam, şan şöhret gibi geçici saltanatların çok çok üstünde olduğunu bir kez daha doğrulattı yaşadıklarımız.
İki millet tek devlet sloganını dillerinden düşürmeyen ve bizleri kardeşten öteye koyan ne güzel insanlar tanıdık ne kıymetli dostlar kazandık.
Bakü de kaldığımız süre içinde kültür sanat adına paylaşımlarımızı çoğaltırken gözlerden kaçmayan çok muammalı bir hazırlık da vardı. Şehir göz alabildiğince eskiyi ve yeniyi harmanlamış şaşalı bir halde kafa tutuyor gibiydi geleceğe. Nedeni ise 31 Mart 2018 tarihine denk gelen Cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları heyecanı ve haklı olarak gururu sarmıştı dört bir yanı.
Hem gururluydular hem de buruktu içleri. Zira 31 Mart 2018 onlar için aynı zamanda soykırımında yıldönümü demekti. Gittiğimiz şehitliklerde müzelerde tarihini içselleştiren bu değerli kıymetli ülkede, kendinden bir parça mutlaka buluyor insan. Acılarına ortak oluyorsunuz çünkü acılarımız ortak acılar.
Bunun yanı sıra ülke ekonomisi üzerinden bir lütuf olan yeraltı zenginliklerine adım başı petrol doğalgaz tesislerinin işleyişlerine hayran kalmamak mümkün değildi.Tıkır tıkır işleyen yeraltı zenginlikleri hayrete düşürüyor insanı. Gelir gider seviyelerindeki gözlemler üzerinden bir değerlendirme yapıldığında, üst ve alt sınıf ayrımında bir uçurum söz konusu, buda göze çarpanlar arasındaydı değinmeden geçemeyeceğim. Bu kadar çok Yeraltı kaynağının olduğu yerde haliyle eşit bir gelir dağılımı bekliyor insan. Bunu çıplak gözlemler neticesinde yazıyorum, yoksa iç işlerindeki işleyiş ve gerçeklik nedir bunu bilmiyorum.
Gezinin içeriğine dönecek olursak,Ankara’dan guruba dâhil olduğumuzdan beri, şehir şehir, hiç aralıksız ayağımızın bastığı her yeri, kısa zamanlar üzerinden tanımaya çalışarak, keyifli bir yolculuk gerçekleştirdik.
Samsun bizim için değerlerimiz açısından kutsaldı. Atamızın ayağının değdiği her yer anlamlıydı ve izlerini bıraktığı bir şehir olduğundan Kurtuluşumuzu başlatan bir şehir olarak bizi bir hayli etkiledi doğrusu. Saygı duruşumuzu gerçekleştirip ayrıldık Samsundan. Sonra kara denizi geçerek Gürcistan topraklarına girdiğimizde hem birbirine benzeyen, hem ayrışan özellikleri gözlemledik. Özde hepimiz insandık ama anlayışlar farklıydı. Gürcistan başlı başına sanat merkezi gibiydi adeta, bunu dönüş güzergahımızda çok daha iyi gördük.. Sokakları sanatçılarının eserleriyle doluyor, adım başı sanat eserleriyle burun buruna geliyordunuz. Bu kadar hassas bir ruh halinden bir başka yüzüne tanık olmak hayal kırıklığına uğratıyor insanı. Gürcistan sınır kapısında özellikle dönüş güzergâhında çok can sıkıcı muamele ile karşılaştık örneğin.
“Beş saate yakın maalesef gümrük kontrolü bahanesiyle bekletildik, bu kanımca bilinçli bir uygulamaydı.” Azerbaycan’a ayak bastığınızda kendi topraklarınızda hissediyor olmanız,bizim kültürümüzden izler, bizim damak tadımıza eşdeğer lezzetlerle karşılaşmamız evimizde gibi hissettirdi bununda altını çiziyorum. Gezinin kültürel olarak zenginliği çok uzun yazmayı gerektirdiğinden bir dahaki yazıya bırakarak, kısa bir özet geçiyorum bugünlük. Son olarak ASKEF Genel Başkanı SN: Savaş Ünal’ın kaleme aldığı teşekkür yazısının bir kısmını ekleyerek bu yolculuğunkahramanlarını anmak istiyorum.“Ayrıntılar gelecek yazılarda.”
TEŞEKKÜR
ASKEF TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN 15. ULUSLARARASI AZERBAYCAN KÜLTÜR VE SANATŞÖLENİMİZE DESTEK VEREN
TÜRKİYE GENCE BAŞKONSOLOSU SAYIN ORHAN IŞIK BEYE
AZERBAYCAN YAZICILAR BİRLİĞİ BAŞKANI SAYIN ANAR RZAYEV BEYE
AZERBAYCAN YAZARLAR BİRLİĞİ 2. BAŞKANI SAYIN FİKRET QOCA BEYE
AZERBAYCAN YAZARLAR BİRLİĞİ KÂTİBİ SAYIN ILGAR FEHMİ BEYE
AZERBAYCAN YAZARLAR BİRLİĞİ SEDRİ MÜŞAVİRİ RAUF ASLANOV. BEYE
ASKEF AZERBAYCAN BAŞKANI SAYIN SAYMAN ARUZ BEYE
ASKEF AZERBAYCAN BAŞKAN YARDIMCISI VE MATBUAT SORUMLUSU SAYIN SONA İSMAYILOVA HANIMA
ASKEF AZERBAYCAN YÖNETİM KURULUNA
AYB GENCE BÖLMESİ BAŞKANI SAYIN XAZANGÜL HUSEYINOVA HANIMA
AZERBAYCAN CUMHURİYETİ GAZETESİ BAŞ REDAKTÖRÜ SAYIN TEYMUR AHMEDOVA
AZERBAYCAN HALK GAZETESİ REDAKTÖRÜ SAYIN QUDRET BEYE
GAZETECİ ZAUR USTAC BEYE
IRAK TÜRKMEN EDEBİYATÇILAR VE YAZARLAR BİRLİĞİ BAŞKANI SAYIN ESAT ERBİL BEYE
ASKEF KAZAKİSTAN TEMSİLCİSİ RESSAM SAYIN KAMİL MAMUKADZE BEYE
KRD. EREĞLİ KENT KONSEYİNİ TEMSİLEN VAHİD BUDAK BE
ASKEF GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SAYIN YAHYA AZEROĞLU BEYE
ASKEF YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE EGE BÖLGE BAŞKANI SAYIN HEDİYE ÇETİN HANIMA.
ASKEF YÖNETİM KURULU ÜYESİ SAYIN GONCA AYDEMİR ÜNAL HANIMA.
Ulaşımımızı sağlayan HAYRİ UYSAL Beye sonsuz teşekkürler