Kamu zararı ve Belediye’ ve ‘Kaldırımın ırzına geçmek’ başlıklı yazılarımızda, Zonguldak Belediyesi’nin idari ve mali açıdan içinde bulunduğu ‘vahim’ durumu gözler önüne sermeye çalıştık.
Sebep -i Hikmeti, son yağan yağmurlarla Zonguldak’ın üstüne karamsarlık dökülmesi değil elbette. Birinci derece de: Belediye Başkanı’nın ‘irade zayıflığı’, amiyane tabirle ‘beceriksizliği’.
İkincisi, kendisini İktidarın Bakanlar Kurulu zanneden Belediye Meclis Üyeleri.
Üçüncüsü Sosyal Demokrat fiyasko…
Üçü de Kılıçdaroğlu için ‘doktora tezi’ olacak mahiyette önemli bence.
Konu ve rakamları gördüğünüzde hak vereceğinize inanıyorum.
BAŞKAN KİM?
Zonguldak Belediyesi idari(irade) ve mali(ekonomik) açıdan iflasa doğru ‘bayır aşağı’ tam gaz gidiyor. İşin kötüsü, Belediye Başkanı, ‘önlem’ açısından hiçbir ‘moral takviyesi’ bile yapmıyor.
Bir aydır, Üniversite Rektörlük Binası karşısında, kaldırımı ticaret alanına katmış esnafların görüntülerini yayınlıyorum. Zabıtası gitti, Belediye Başkanı kendisi gitti ve olay yeri incelemesi yaptı.
Ancak, Belediye de o kadar çok ‘Başkan’ var ki…
Riyaset Makamında oturanın, diğerlerine sözü geçmiyor maalesef…
İmar Müdür ve Yardımcısı makam’ı öyle kuşatmışı ki; Din açısından günah, kanun açısından yasak, ahlaki olarak ayıp olan bu ‘insan hakkı’ engel ve işgaline karşı Başkan ‘gereğini yapın’ diyemiyor. Korkulan nedir?
Kaldırım işgali yapanlarla ‘akçeli işler’ mi vardır acaba?
Yoksa “Zabıta Müdürü’nün de ‘imara aykırı yapılaşması” gündeme gelir korkusu mu vardır?
Sayın Başkan Muharrem Akdemir, yalandan‘kör, sağır ve dilsiz’ rolü oynamanın manası yok.
Vatandaş ‘koro’ halinde ‘gazel’ okuyor sana
Bal gibi biliyorsun…
MANZARA’YA BAK!
Doktorlar sokağında yaya yürünülmüyor.
Fevzi Paşa Caddesi(eski toptancılar sokağı) kurtarılmış bölge. Zabıta giremiyor.
Yeni Çarşı da sokak bitmiş.
Yeni Çarşı Meydanı’nda binanın duvarına çatı yapılıp, ticarethaneye çevrilmiş…
İstasyon yolunda: dolmuş durağına patates kamyonu park etmiş satış yapıyor.
12 Katlının altı, mayınlı bölge. Zabıta geçemiyor.
Belediye Binası yanında, Karton Toplayıcılar Birliği Genel Merkezi kurulmuş.
Aynı yer de ‘Şarapçılar Parkı’ ve ‘ince işler’ merkezi oluşturulmuş.
Pazaryeri içinde ‘tezgâh önü çizgileri’ kalkmış. ‘Sepet başı’ uygulaması ile alış-verişi birbirine sürtünmeden yapmak mümkün değil.
Sosyete Pazarı; alanını terk etti, şehre sızdı. Yol boyu Sosyete arrmut, sosyete kabak ve sosyete patlıcan sergilerine dönüştü.
Seyyar Balıkçılar adım başı ‘fuzuli şaki.
Zabıta Müdürü mü? Başkan Akdemir’e direk bağlı; kıymet-i har biyesi kendinden menkul, Şişelerden Sorumlu Devlet Bakanı(!).
Görüntü ‘aha’ böyle…
GÖZLEMECİ KADINLAR!
Hakkını yemeyelim. Yiğidin hakkı yiğide(!).
Heeç’ mi icraat yok ağam?’ deyosuyuz değil mi?
Var elbette. Aha da iki örnek
İnağzı’nda bir fırın, ‘ruhsat ve İşletmecisi uyumlu olmadığından’ kapatıldı.
Peki, aynı şekilde Zabıta’nın bildiği ve tespit ettiği, Gümüşhane Mahallesindeki fırın neden kapatılmıyor? İki fırıncıyı da tanıyanın; kendi payına gözü çıksın.
Bu çifte standart’ın esbap-ı mucizesi ne acaba?
Vilayet Konağı yanında seyyar tuvaletler var ya?
Ora da yol, trafik dubalarıyla ayrılmış. İki tane ‘gözlemeci kadın’a satış için müsaade verilmiş.
Bu kadınlar da, Şehirdeki ‘işgal rezaletlerine’ aldanıp, ortaya ‘iki tabure bir sehpa’ koyma gafletine(!) düşmüşler. Zabıta, tüm haşmetiyle, çökmüş kafalarına…
Kaldırtmışlar, ‘gariban’ın tabure ve sehpasını
İşte size, ‘Başkana direkt bağlı güçlü Zabıtadan iki örnek…
MEMURE’NİN FENDİ…
Laf dolaşıp ‘irade’ye dayanıyor.
Geçenlerde şehir de Enerji Üreten bir Şirkete ‘teşekkür belgesi’ verilecekti. Belge Belediye’den çıkmadan bir Zonguldak Milletvekiline ulaştırıldı.
Belediye aleyhinde kampanya başlatıldı.
İrade olsa; bir icraat belgesini ‘politikacı’ya aktaran ve ‘ben Belediye Çalışanından önce, Platform üyesiyim’ diyen ‘memure’ye teşekkür edilir mi?
GÜVENLİK ORDUSU
Geçen hafta, Belediye’ye ‘su parası yatırmaya’ geldim.
Belediye önünde bir karmaşa var. Güvenlik Görevlileri etrafı tutmuş…
Bekledim. Beklenen geldi. 06 Plakalı araçtan iki kravatlı şahıs indi. Öğrendim, Müfettişlermiş.
Merak ettiğim şu… Güvenlik Görevlilerinin işi, ne zamandan beri, topluca ‘müfettiş karşılamak’ olmuş? Bina’nın içinde ne tehlike olabilir ki, ‘müfettişi topluca karşılayıp, içeri sokuyorlar?
Bu adamlar, Ankara’dan buraya ‘Güvenlik Konvoyu’ ile mi geldiler? Yattıkları yer de bunları ‘güvenlik ordusu’ mu bekledi?
ZEKİ ÇOLAK’IN TUZLARI
Daha önce gelen Müfettiş’in, Zeki Çolak’ın Kaçak Yapıları’yla ilgili geldiğini biliyorum.
Bu konu da ‘Başkan Yardımcıları’ ve ‘Daire Müdürleri’nin de ifade verdikleri bilgim dâhilinde…
Sayın Başkan(Akdemir) tamam mı, bitti mi bu iş?
Zeki Çolak’ın yapılarında ‘imara aykırılık’ tespit edilmiş, mühürleme yapılmış, para cezaları kesilmiş. Peki, yıkım’ı Konya Belediyesi mi yapacak?
Şaka’ değil bu… Konya’dan ‘kış için Tuz’ gelir de, yıkım ekibi neden gelmesin?
Küçükvar, sen de ‘açık yaraya tuz ekme”  dediğinizi duyuyorum.
Bu olay ‘tuzlayayım da kokma’ denecek bir olay değil ki!
Et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa ne yapılır?
Tuz kokmaya başladı, tuz…
ŞANAL’IN BAKLAVASI
CHP’li Belediye Meclis Üyesi ve Başkan Yardımcısı Şenol Şanal’ın: Kendine bağlı Müdürlüklerden Su İşleri Personeli’ne sabah kahvaltısı ısmarlayıp, parasını örtülü ödenekten ödettiği konuşuluyor.
Bir de: İstanbul Pastanesinden her ay 3-5 bin liralık baklava aldırıp, parasını yine Riyaset Özel Kalemi’ne ödettiği...
Aynı şekilde Başkan Yardımcılarından Erhan Darende’nin, tasarruf tedbiri alınması gerekirken;
Meclis’te reddedilen ARGE biriminin kurulması için 150 bin lira harcattığı konuşuluyor.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
İLLER BANKASI
KESİNTİSİ  %75
Tasarruf tedbiri demişken…
Belediye’nin durumu gerçekten vahim 20 gündür maaş alamayan ‘taşeron’ işçilerden bazıları, geçen hafta son gün yatırılan adam başı 1500 lira ile susturuldu.
Bir zamanlar Sendika Başkanı, şimdi Belediye Meclis Üyesi olan Cavit Zülfikar’ın, Belediye kapısına çöp katırlarını çekip başlattığı grev sonucu Belediye Başkanı Yüksel Aytaç dönemi bitmişti.
Hatırladınız mı?
Aynı olayın eşiğinden dönüldü.
Tehlike geçmiş değil. Geçen aylar, İller Bankası payından %12 kesiliyordu.
Önümüzdeki aydan itibaren kesinti %75.
Bilindiği gibi, GSMH’nın (Gayri Safi Milli Hâsıla) %2’si Özel İdarelere, %5’i Belediyelere, %8’i Büyük Şehir Belediyelerine kesiliyor.
Zonguldak İl Özel İdaresi’ne gelen para 75 milyon lira.
Zonguldak Belediyesi’nin İller Bankası’ndan aldığı pay 50 milyon lira.
Yani: Nüfusa göre, adam başı 37 lira.
% 12 kesinti ile 450 işçinin parasını ‘ıkıla-sıkıla’ ödeyen bir Belediye; bu ay ve önümüzdeki ay %75 kesinti ile ‘personeline maaş’ nasıl ödeyecek?
Yukarıdaki fotoğraf ve iradenin(!) hâkim olduğu Belediye ve Başkan’ın olduğu bir Kurum…
SONUÇ:
Belediyeler, insanların toplu yaşama adım attığı yerlerdir.
Belediyeler, Şehir İradesi’nin en bariz göstergesidir. Aslında bu Belediye görüntüsü, ‘sahipsiz şehir’ görüntüsünden başka bir şey değildir.
Şehrin Bürokratı da, Siyasetçisi de ‘demokrasi’ edebiyatlarına rağmen, demokrasi’nin olmazsa olmazı Halk’ın özüne ve sözüne aldırış etmeden, bildiğini okumaya devam ettiği için; bu şehir, 629 Adımlık Şehir durumuna gelmiştir.
Öyle olmasaydı; deniz kenarına Cami, şehrin göbeğine karakol, şehrin tek nefes alacağı ‘Lavuar alanı’ içine ‘araba yolu’ edilir, teleferik yalellimi diye tutturulur muydu?
Öyle olmasaydı: şehrin trafik rezaletinin araç değil, yaya trafiği yüzünden olduğu bilinmesine rağmen, şehir merkezine üç tane ÜST GEÇİT yapmaktan kaçınılır mıydı?
Öyle olmasaydı: FETÖ’den alınan Çaydamar’da ki Kolej’e İmam Hatip Lisesi yerine Şehir Trafiği’ni felç eden Gazi İlköğretim Okulu taşınmaz mıydı?
Anlayacağınız; durum vahim. İrade ile başladık, irade ile bitirelim.
Bir Atasözü, Belediye Başkanı Akdemir’e…
‘Bir irade, kendisinden daha güçlü bir iradeye karşı koyamaz’.(Dante Aleghieri)
Bir Atasözü Belediye Meclis Üyelerine
‘İradene hâkim, vicdanına esir ol’ (Aristoteles)
Bir Atasözü Zonguldak Halkına
‘İradesiz akıl bir iş’e yaramadığı gibi, akılsız irade bir işe yaramaz’ (Yeutuşenko)
Velhasıl-ı Kelam; İrade olan yer de çözüm bulunur(A. Claudius).