Hafta başında erkenden uyanmış İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat programını izliyordum. Biraz sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da programa katıldı. Koronavirüs salgınına karşı yaptıkları çalışmaları aktardı. İstanbul halkına daha geniş ve daha çok yardım götürebilmek için bir “Yardım Kampanyası”nın duyurusunu yaptı. Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da aynı programda yapılan çalışmaları ve yapılacakları anlattıktan sonra Ankara için aynı çağrıyı yaptı.
      Yarınki gün Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Edoğan da Bilim Kurulu ile yapılan toplantıdan sonra gerekli uyarıları yaptı ve “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” sloganıyla bir “Milli Dayanışma Kampanyası”nı başlattığını ülkeye duyurdu.
Mart’ın son günü ise Cumhurbaşkanı’nın başlattığının dışındaki yardım kampanyası hesaplarının “bloke edildiği”ni akşamki haber bültenlerinden öğrendik. İçimiz burkuldu diyebilirim.
Ben yine de İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere bütün belediyelerimizi gerek Elazığ-Sivrice depremi ve gerekse Covid-19 salgını sırasında kendi refleksleriyle harekete geçmelerini, halkla dayanışma içinde geniş bir yardımlaşma köprüsü oluşturdukları için  kutluyorum. Halk içinden halk için, halkla birlikte yapılan belediyeciliğin en güzel örneklerini verdiler.
Her konuşmamızda “birlik bütünlük” diyoruz ya! Bu salgın hastalık tehlikesi önünde ulusça bir araya gelişimizin örneğini verebilmeliydik. Ne yazık ki ince hesaplar yüzünden beceremedik. Aslında yaşamımızı tehdit eden böyle salgın tehlikesine karşı sağlanan büyük birliktelikler, halkı sevindirir, halkın dayanma gücünü artırır.
DEVREK ve ÇAYCUMA
Yakından gözleyebildiğim kadar Devrek ve Çaycuma belediyelerini de bu çerçeve içinde düşünebiliriz. Covid-19 salgını sırasında bütün güçleriyle kentleri köşe bucak dezenfekte ettiler. Halkı çeşitli anonslarla uyardılar. Esnafları, marketleri denetlediler. Halkın ihtiyaçlarına koştular.
Devrek Belediyesi’nin yapısını, kapasitesini, imkanlarını iyi bilen Başkan Çetin Bozkurt yönetiminde kentin çeşitli sorunları ile uğraşırken Covid-19 salgını karşısında yapılan çalışmalara ek olarak; Temel gıda ve temizlik maddelerinin satışının yapıldığı pazarlarda, yoğunluktan dolayı virüsün bulaşma hızını engellemek amacıyla 30 Mart 2020 günü sebze meyve pazarı, köy ürünleri pazarı ve konfeksiyon pazarını geçici bir süre ile kapatma kararını yürürlüğe koydu. Belediyenin bir yandan da daha önceden başlattığı çalışmalarına da aynı düzen içinde devam ettiği görülüyor.
Çaycuma Belediyesi’nde ise bir başka heyecan yaşanıyor. Başkan Kantarcı, yapıla gelen Belediye hizmetlerinin yanısıra Covid-19 salgını çalışmalarını da eksiksiz yürütüyor. Ama esas heyecan ise yeni yapılan Belediye binasına taşınmaları oldu. Mimarlığını Mustafa Girgin’in yaptığı yeni bina, her ne kadar çevreye tepeden bakıyorsa da Filyos Vadisi’ne hakim görünüyor.
Benim bildiğim ilk Belediye binası Yeni Cami’nin yan tarafında idi. Yandan ikinci kata çıkan taştan merdiveni vardı. Şimdiye kadar kullanılan binayı da Başkan Nihat Kantarcı yaptırmıştı. Elli yılı aşkın kullanılan bu bina dönemin en modern binasıydı.  Artık ihtiyaç haline gelen yeni binayı ise oğlu Bülent Kantarcı imar etmişti.
Başkan Kantarcı’ya, “Neden burası?” diye sorduğumda; “Çaycuma’nın geleceği Filyos Vadisi’nde” demişti. Sonra da “Rahmetli Başkan Metin Yurtbay buraya bir temel atmıştı. Onun başladığı işi yeni baştan ele aldık. Bunu yaparken de halka anketle sorduk, halkın olurunu aldık” diye yanıtlamıştı.
COVİD-19 DUA İLE DURMUYOR
Her akşam TV ekranları önünde durmadan yumruk yiyen boksör konumundayız. Gitgide yükselen hasta sayısı, test edilen hasta sayısı, yoğun bakıma kaldırılan hasta sayısı, ölüm vakası sayıları  önünde kuşkuya kapılmamak mümkün değil elbette.
Bizim milletimizin  ilginç bir davranış ve anlayış şekli var. “Allah bizi korur”, “Bize hiçbir şey olmaz”, “Dünya duayla durmuş”. Dinsel kökenli bu anlayış, bilimi, bilimsel işleyişi, doktoru, sağlık kurumlarını, hizmetlerini görmezden gelmeyi de beraberinde getiriyor. Bunun sebebi eğitimsizlik, bilgisizlik. Hayatımızda inanışın, dininin, kitabın, duanın da yeri var elbette. Bunu görmezden gelemeyiz, yok sayamayız.
 Kendimizi Allah’a emanet etmekle her işimizin hallolacağını sanıyoruz. “Allah yardımcın olsun” deyince her işimizin Allah tarafından yaptırılacağına inanıyoruz. Bu içsel yaklaşım moral güç yönüyle insana güç-dayanma verse de gerçek hayat içinde yeri çok sınırlı olsa gerek. Yapılan savaşların, yaşanılan salgınların seyrinden böyle anlıyoruz.
DUALI İĞNEYİ KAPIYA SOK!
Ne oluyor? Nasıl gidiyor? diye facebookta dolanırken duyuruyu görünce geçmişe doğru bir yolculuk yaptım. İlkokul Mezuniyet İmtihanlarına giriyorduk. O yıllarda (1952-53 olmalı) karne notların isterse baştan aşağı pekiyi olsun, mezuniyet imtihanlarına girmek zorunluluğu vardı. Akşam evde biraz ders çalıştıktan sonra annem, “Hadi yat oğlum, sabah erken kalkman lazım!” dedi. Tam odadan çıkarken konuklardan bir teyze, “Bak oğlum, şu toplu iğneyi okuyup şuraya koyacağım, okula giderken yakana takıver. Tam imtihana gireceğin zaman sınıf kapısına bu iğneyi sok. Sen içeri girince öğretmen susup kalacak, sen de bir güzel soruyu anlatacaksın” dedi. Ben “iyi”dedim gidip yattım.
Yarınki gün okula gittim. Sınıf kapısında imtihan sıramı bekledim. Epey sonra adım okununca kapının önüne gelip, iğneyi kapıya soktum, tarif edildiği üzre “Bismillah” diyerek, “sağ adım”la içeri girdim. Sorularımı verdiler, ben tahta yanına gittim. Akşamki teyzenin demesine göre, “öğretmen sus-pus kalacaktı” ama, hiç de öyle olmamıştı. Benim kafam kapıya soktuğum iğneye takılı idi. Soruları cevapladım ve sınıftan çıktım. “Dualı iğne”den bir keramet görememiştim.
KORONO DUASI  20 TL.
Bana Dua Oku” adlı bir internet sitesi bu kez Koronavirüs yoluyla insanları kandırma yoluna girmiş. Kovid-19 mikrobuna karşı bu internet sitesi 20.- TL’ye “Korunma Duası” satışına başlamış.
Sputnik”te yer alan habere göresöz konusu internet sitesinde satılan dua için şöyle bir açıklama yapılmış: “Bağışın kadar virüsten korun ve sevdiklerin de korunsun. Corona virüsü ülkemizde de görülmeğe başlandı. Eğer korunmak ve aileni de korumak istiyorsan bu duaya ihtiyacın var. Ne kadar çok bağış, seni o kadar korur ve diğer hastalıklardan da arındırır”.
Aynı sitede ayrıca; “İş Bulma Duası, Cinsel performansı artırma duası, Araba sahibi olma duası, Bel ağrısı duası, Beladan kurtulma duası, Borçtan kurtulma duası, Cennete girme duası”gibi duaların da satıldığıbelirtiliyor.
Birkaç yıl önce bir üniversite kız yurdunda bir duyuru paylaşımı da dikkatimi çekmişti. Duyuruda şöyle diyordu: Şu gün şu saatte, şu blokta “Vize Duası” yapılacaktır. Bütün arkadaşlarımızı bu güzel “Vize Dua Gecemize” bekliyoruz. Bu duyuruyu okuduğumda aklıma şu üniversiteli kızlara benim “Dualı İğne” hikayesini anlatsam diye geçti.