Hazine-i Hasa tarafından işletilen ocakların, yıllık, otuz bin kuruş bedelle bir kumpanyaya devredildiği tarih olan 1848, aynı zamanda, kömür işletmeciliğinin başladığı yıl olarak da kabul edilir. Zonguldak o vakitler, Bolu livasının Ereğli kazasına bağlı, içinde tahta iskelesi olan küçük bir köydü. 1887’de, Ereğli kazasına bağlı Devrek ile Bartın kazasına bağlı Çarşamba nahiyelerinin birleşimiyle “Hamidiye” adında yeni bir kaza kurulunca, bu kazanın 172 köy ve mahallesinden biri oldu… 

 

Aradan geçen kırk senede, bölgede, kömür üretimine dayalı olarak devrim niteliğinde değişim yaşandı. O günkü siyasal konjonktüre göre Osmanlı İmparatorluğu ile hangi devletin ilişkileri iyiyse, kömür havzasının kaderini o çizdi ve kumpanyalar eliyle çıkarılan kömüre el koydu kolayca. Bu arada üretimin yoğunlaştığı Kozlu, Zonguldak, Kilimli köyleri hızla büyüdü. Zonguldak köyü, içinde konsolosların ikamet ettiği bir “kariye” durumuna yükseldi hatta…

 

LİMANIN İLKİN KOZLU’YA YAPIMI DÜŞÜNÜLDÜ

Zonguldak köyünü diğerlerinden ayıran, limanın buraya yapılmasıydı. Bahriye’nin kömür ihtiyacı sürekli artıyor, ancak tedarikte sıkıntılar yaşanıyordu. Havzadaki iptidai iskelelerden kötü hava şartlarında yükleme yapmak mümkün değildi çünkü. Padişah 2. Abdülhamid, Tersane Kalfası Vasilaki Efendi ile Binbaşı İbrahim Bey’e, Kozlu köyüne, üzerinde yükleme tesislerinin de olduğu bir mendirek yapma görevi verdi. Yerinde inceleme yapan heyet, uygun bulmayınca, proje, bir süre, askıya alındı…

 

Bir ara Ereğli’deki limanın ıslah edilmesi gündeme geldi. Bunun için havzanın diğer bölgeleriyle Ereğli arasında kurulacak demiryolu bağlantısının maliyeti bile hesaplandı hatta. Ancak kaynak ve yatırımcı bulunamayınca bundan da vazgeçildi. Tam da bu sırada Vasilaki Efendi’nin oğlu Mimar Yanko, Kozlu’daki limanın yapımına talip oldu. Osmanlı hükümetiyle, 16 Mayıs 1891’de bir mukavele imzalayarak işe başladı. Ortağı, devrin önemli tüccarlarından Leonidis Zarifi idi.

 

LİMAN GİBİ DEMİRYOLU İMTİYAZI DA YANKO BEY’İN OLDU

Üç bin altın harcanmıştı ama inşaata başlanamıyordu, su derinliği izin vermediği gibi hâkim rüzgârın yönü de tersti söylenene göre. Yanko Bey, Sadarete, en uygun yerin Zonguldak kariyesi olduğunu bildirdi.  Havzanın tam ortasında olduğu için taşıma maliyeti de düşerdi böylece. Tıpkı Avrupa’dakiler gibi büyük ve mükemmel bir liman yapmak da mümkündü ayrıca. 7 Eylül 1893’te Şurâ-yı Devlet toplandı, talebi kabul etti. Yanko Bey, 42 yıllığına, Zonguldak limanının imtiyaz sahibi olmuştu…

 

Anlaşmaya göre işe 3 ay içinde başlanıp, 2 yıl içinde bitirilecek, inşaat için taş çıkarılan yerde bulunan kömürlerin işletme hakkı da onun olacaktı. Yanko Bey, 1896’da, Zarifi ve Osmanlı Bankasından Gaston Auboyneau ile birlikte, Ereğli Şirket-i Osmaniyesi’ni kurdu. Kentte, izleri bugüne kadar uzanan Fransız sermayesi dönemi de başlamış oluyordu böylece. Zaman içinde idarece yapılması gereken Kozlu, Zonguldak, Kilimli, Çatalağzı demiryolu hattını da üstlenen şirket havzayı yavaş yavaş ele geçiriyordu…

 

LİMAN YAPIMI İÇİN GELEN FRANSIZ SERMEYELİ ŞİRKET TÜM HAVZANIN SAHİBİ OLDU

İnşaata başlandı, tam bitimine yakın çıkan bir fırtınayla yarısı yıkıldı limanın. İş ilerleyip teslim aşamasına gelmişken, 1900’de çıkan 2. fırtınayla da tümden sulara gömüldü. 1902’de “Tamamladık” dense de, yapılan, yalnızca bir dalgakırandan ibaretti. Osmanlı hükümeti, limanı teslim almadı uzun süre. Ama ip elden çıkmıştı bir kez, şirket, karşılıklı suçlamalarla geçen yıllar içinde, tüm havzaya sahip oldu. Zonguldak köyüyse, o liman sayesinde, 1899’da kaza, 1924’te de vilayet statüsüne yükseldi...   

 

Kömür gemilerinin çoktan uzaklaştığı o kent kuran limanda hummalı bir faaliyet var şimdi, sahil bandında her yere kazık çakılıp, dolgu yapılıyor. Her şey yıkıldı etrafında, geriye ihtiyar bir dalgakıranla yükleme bandının ayağı kaldı. Dalgakıran kuvvetli bir fırtınada ha yıkıldı, ha yıkılacak. Bu öyküden iz bırakmayıp bizi belleksiz kılanlar, Zonguldak’ı tanınmaz hale getirmenin keyfiyle dolaşıyor inşaat alanında. Bizse, yaşlar döküyoruz acıdan, o limana çakılan her kazık ciğerimize işliyor çünkü…