MHP’nin SON DURUMU

7 Haziran seçimlerinde Milli İrade (seçmen) muhalefet partilerine ‘altın tepsi’ içinde Yamalı Bohça (koalisyon) şeklinde dahi olsa, bir iktidar şansı sundu.

Çözüm sürecinde, ‘terör Örgütü’nün beslenip, yerleşmesi, devlete kafa tutma noktasına gelmesi, 17- 25 Aralık olayları, işsizlik, emeklinin sorunları, AKP’nin patinaj yapmasına neden oldu.

Seçim öncesi, İktidara karşı söz ve eylem birliği yapan muhalefet’in her çeşidi; ne var ki, bekledikleri ‘Mübarek Koalisyon’u kurma yerine, birbirlerini yediler.

Kendi aralarında Bakanlıkları paylaşıp, dümeni ele geçirmek, iktidar aleyhine bir dünya olumsuz bilgi ve belge toplayıp, yandaşlarını rahatlatıp, halka verdikleri sözleri tutma fırsatını yok ettiler.

Kandil’in Meclis şubesi HDP’yi bir kenara bırakalım. CHP ve MHP gibi iki köklü partinin, iktidar şansını böyle hoyratça harcamasının tarifi olamaz.

Uyduruk ve bahane ‘çizgi’ler ‘ilkeler’ ileri sürüp, hükümet olmayı, bakanlık almayı reddeden Liderler, tabanlarını da hüsrana uğrattılar.

CHP ve MHP’nin tabanları: Liderlerinin artık iktidar heves ve hedefi olmadığına inanıyor.

İktidardan kaçan CHP ve MHP liderlerinin, ‘muhalefet Lüksü’ne alıştıklarını, seçimlere ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla baktıklarını gördü.

7 Haziran da, AKP’ye karşı ‘ obur iştahlı’ saldırı yapan ‘her çeşit muhalefet’, seçim sonrası adeta AKP’nin değirmenine su taşıdı.

7 Haziran seçimi akabinde “AKP’nin, bu muhalefetle koalisyon kurması, kümese tilki sokmasına benzer” diye yazmıştım.

Çözüm sürecini’ eline yüzüne bulaştıran AKP, 7 Haziran sonrası süreci, Muhalefet Partilerinin yoğun istek ve desteği ile ‘tereyağından kıl çeker gibi’ idare etti.

Bu gün gelinen noktada: Muhalefet’in üreteceği slogan ve proje(!) halktan ilgi görmeyecektir.

Zaten, muhalefetin bu seçim öncesi tavırları yine, iktidar hedef ve hevesinden uzak, ‘muhalefet keyfi’ sürme izlenimi çiziyor.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını okudunuz değil mi?

‘Anket sonuçlarına göre 150 Vekil çıkartıyormuşuz’ diyor.

150 Milletvekiline ‘şıkıdım - şıkıdım’ oynayacak nerdeyse!

150 Vekil ile tek başına iktidar şansı var mı? Yok… Koalisyon derdi zaten yok…

Kılıçdaroğlu’nun derdi; bir fazla vekil çıkartıp, koltukta oturmaya devam etmek.

Parti küçük olsun, benim olsun’ kafasının ingilâzca’sı bu.

DEVLETİN BAŞINA DEVLET…

MHP’nin de son 15 yıl olduğu gibi iktidar hedefi yok.

Devletin Başına Devlet gelecek’ sloganıyla koltuğa oturan Sayın Bahçeli, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Tayyip Erdoğan’ın karşısında ‘Devletin başına’ aday olamadı.

2009’da Ahmet Necdet Sezer’e karşı aday olduğu için dövülen Sadi Somuncuoğlu ile de ‘Devletin başı’ olma şansı kaçırılmıştı.

Devlet Başkanlığı’nı bir kenara bırakalım.

MHP, elde fırsat varken, Meclis Başkanı bile seçtiremedi.

AT KURTUL

7 Haziran sonrası ‘HDP’nin olduğu yer de olmam’ diyerek, ‘dava ve Misyon’ partisi MHP’yi HDP’ye göre konumlandırdı.

Türk Milliyetçileri, Ülkücüler: MHP’nin; konumunu HDP’ye göre belirlemesini hazmedemedi.

Hatta, ‘HDP ile AKP Hükümet kursun’ açıklamasını da…

HDP ile Hükümet kurmak Ülke yararına değilse, başka bir partiye bu işi ihale etmek yanlış değil mi? Milliyetçilik: Vatan, Millet, Devlet, din çıkarlarını… Kollamak değil mi?

Diğer taraftan: Parti içinde ve kamuoyunda karşılığı olan birçok değerli politikacıyı da tek kalemde silip, MHP’nin büyümesi, iktidara yürümesi engellenmedi mi?

Sinan Ogan, Ali Uzunırmak, Tuğrul Türkeş, Meral Akşener gibi ‘Ülkücü’ ve ‘dava’nın lider isimleri uzaklaştırıp, ‘parti küçük olsun benim olsun’ mesajı verilmedi mi?

Ülkücü: Lider kişilikli, fikir ve proje üretip, kendini Devlet ve Milletine adayan, bir duruşu olan kimsedir.

Ülkenin bunca sorunu varken, halkta karşılığı olan bunca ismi kaldırıp atmak neyin nesidir?

Hani, Ülkücülük; adama değil, davaya sadakat’ti? Liste dışı kalanların ne sadakatsizliği görüldü?

Parti içi demokrasi, istediğini ‘listeye koymamakla ’mı gerçekleşecek?

Parti içinde demokrasi uygulanmazsa, Ülke de demokrasi havariliği yapmanın manası var mı?

HER ŞEYE ‘HAYIR’

Her şeye hayır’ demek, ‘hayır da hayır vardır’ la açıklanamaz.

Hayır diyerek, sorumluluktan kaçmak, ne zaman memleket için hayra alâmet olmuştur!

Önce ‘erken seçim’, sonra ‘erken seçim gündemimizden düştü

Suriye Politikasına hayır’. Eyvallah, hayır da… Öneriniz nedir? Yok

Koalisyona yokuz’. Sonra; Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’la görüşeceğini duyunca ‘Koalisyona varız

Koalisyona varız. Ama dört ilke/şartımız var!

Bu dört ilke 7 Haziran sonrası AKP ile Koalisyon görüşmelerinde de vardı, koalisyon olmadı.

Demek ki 1 Kasım sonrası aynı şartlar oluşsa, yine AKP ile koalisyon olmayacak.

Dört ilke’den biri ‘Anayasa’nın ilk dört maddesinin’ değiştirilmemesi...

Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, Cumhuriyetle idare edildiği ve bölünmez bir bütün olduğuna itiraz eden mi var?

Peki, değiştirilmesini isteyen var mı? Hayır: Neden söylüyor? Algı oluşturmak için.

Çözüm süreci sonlansın’ diyor. Süreç mi kaldı, Allah aşkına?

Hadi, diyelim ki: ‘Paralel Yapı’nın oylarına göz kırpmak için’ Üçüncü şart olarak ‘17-25 Aralık’ olayları da şartlara ekleniyor.

Dördüncü madde, bariz bahane… ‘Cumhurbaşkanı yetkilerini kullanmasın

Hatırlayalım: Cumhuriyet Tarihinin ‘Krizler Hükümeti’ olarak bilinen 57. Hükümet (5. Ecevit Hükümeti) ortağı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli olduğu zaman: Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer, niye Anayasa kitapçığını fırlattı?

Ve Ülke aynı anda ‘finansal kriz’ yaşadı. Akabinde milletçe fakirleştik.

Unutmayın, bu gün ki Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer değil ve  % 52 Halkoyu ile geldi.

ÜLKÜCÜ GENÇLİK

Peki ya, Ülkücü Gençlik’in beklentileri ne olacak?

Ülkücü Gençlik, ‘Devletin başına devlet gelecek’ sloganı ile daha ne kadar ‘olduğu yerde’ patinaj yaptırılacak? Maddi - manevi imkânlar, uzaktan seyrettirilecek?

Gerçektende Ülkücü Gençlik dün olduğu gibi bu gün de, Türkiye de en ezilen, dışlanan, horlanan kesimdir. CHP ve HDP’nin Belediyeleri var. Yandaşlarını bir şekilde devlet kurumlarına taşıyor. AKP zaten iktidar yoluyla, devlet nimetlerini yandaşlarıyla paylaşıyor.

Ülkücüler son 15 yıldır iş yapamıyor, kredi alamıyor, çocuklarını işe koyamıyor, çocuklarına burs alamıyor. Nasıl olacak bu iş?

Ülkücüler iktidar olmak istiyor. Ancak, yakalanan fırsatlar ‘bahaneler’ üretilip eritiliyor, davet edilen masalar tekmelenip yıkılıyor.

SONUÇ:

7 Haziran öncesi, “MHP  ‘iktidar’a aday” rolünü iyi oynadı. Zonguldak’ta Zeki Çakan, maddi-manevi yoğun gayret gösterdi. Ekonomik gücünü çok iyi kullandı. Seçmen, MHP’nin mutlaka koalisyon yoluyla iktidar’a geleceğini düşündü.

MHP’nin koalisyon ortağı olduğu bir hükümette ‘Çakan’ın Bakan’,Yavuz Erkmen’in de ‘Bakan yardımcısı’ olmasına ‘kuvvetle muhtemel’ gözüyle bakıldı.

7 Haziran sonrası, her şeye ‘hayır’ diyen Devlet Bahçeli’nin tavrı, değil Ülkücüleri, ülke insanını ‘şoke’ etti. MHP koalisyonlara girmedi.

Görünen odur ki, yapılacak bu seçim sonrası da MHP: HDP dışındakilerle (AKP – CHP)‘dört ilkesi’ nedeniyle koalisyon ortağı olmayacak. Yani, MHP yine iktidar olmayacak.

Dolayısıyla, Zeki Çakan ve Yavuz Erkmen’in Bakan ve Bakan yardımcısı olma şansı yok.

Ben yine, MHP’nin Türkiye de zor da olsa, barajı geçeceğine inanıyorum.

Ama: Zonguldak’ta, Milletvekili çıkartması çok zor…