Yerel gazete de Sayın Haberal’ın ‘Termik Santraller’ konulu, basın toplantısı haberini okudum.

Sayın Haberal’ın, yemin ettikten sonra meclisteki ilk icraatı.

Anayasanın kendisine tanıdığı ‘bilgi edinme ve denetim yolları’ başlığındaki haklardan (soru, meclis araştırması, genel görüşme, gensoru, ve meclis soruşturması) meclis araştırması (Belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir) hakkını kullandı.

Sayın Haberal’ın açıklamasındaki, “ Zonguldak’ta mevcut termik santrallerin, ortaya çıkardığı olumsuzluğa çözüm bulmadan, yeni termik santrallerin yapılma girişimi, bir insan hakkı ihlâli olup,‘sağlıklı çevrede yaşama hakkı’ (Anayasa: 56) maddesine ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır.”  paragrafına, Çevre Ödüllü Gazeteci, İl İnsan Hakları Kurulu Üyesi ve Kent Konseyi yöneticisi olarak imzamı atarım.

Ancak, ‘Bölgemizde kurulu termik santrallerin (Çates - Eren Enerji) yarattığı çevre ve hava kirliliği dolu dizgin sürmekteyken, Enerji Bakanlığı ‘ithal kömürle çalışan’ santrallerin kurulması ve faaliyete geçmesini teşvik etmektedir’ paragrafı ilginç geldi bana.

Burada kafama takılan, ‘ithal kömürle çalışan santrallere teşvik’ sözüdür.

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Genelgesi (2011/ 4) kontrole tabi yakıt özelliklerine göre  (madde 3/8) Termik Santraller için ithal taşkömürü ve linyit özellikleri (Toplam kükürt oranı, alt ısıl değeri, uçucu madde) yükseltilerek, ithal zorlaştırılmış, adeta yerel taşkömürü kullanılması teşvik edilmiştir.

Buna göre, ithal taşkömürü ile çalışan santral sözü askıda kalmaktadır.

Diğer taraftan, bölgemizde iki santral de katı yakıtla çalışan santral sınıfındadır.

Yerli kömür de, ithal kömür de katı yakıt değil mi?

Bugün, kış ortasında olmamamıza rağmen, kalitesiz kömürle yakılan kaloriferler yüzünden, Bahçelievler’de nefes alınamıyor.

Doğalgazla bu sorun çözülecek’ denebilir.

Madem doğalgazla çözülebilir, neden termik santrallerin modern teknoloji ve doğalgazla çalışanı (Hamitabat -Kırklareli ve Anbarlı -İstanbul) öne çıkartılmadı?

Acaba, seçim arifesinde, kömürle iştigal edenlerin gönlünü alma ve sandığa yöneltme gibi bir arayış bu önerge?

------------          -------------          ----------------

Hocam: Zonguldak 629 adımlık şehir konumunda.

Yerel siyasetçinin fitne- fücur, merkezi atamanın kafasına göre takıldığı bir yer.

En azından Zonguldak Belediyesi ve meclis çalışmaları, örgüt durumu, kente yapılan yatırımlar incelendiğinde, bu daha rahat görülecektir.

Diyeceksiniz ki, ‘seçtiklerinizle idare ediliyorsunuz

Yorum, bakışa göre değişir.

Mevcutu oylamak ne kadar demokratik!

Buna rağmen:

Zonguldak’tan aday yapılmanızı, ‘lider sultasının yanlış imalâtı(!)’ olarak değerlendirdik. Seçimde CHP’nin aldığı oy ise ‘Haberal’a teveccühtür.

O’nun için, cezaevinde iken, geciken hizmetleriniz dolayısıyla, sizden beklentiler fazladır.

Soru ve araştırma önergeleri (bazıları gibi) alışkanlık halini almamalı, şehrin acil çözüm bekleyen sorunları üzerinde, kentle birlik olup ‘potansiyel güç’ sağlanmalıdır.

Parti içi ve ülke de Haberal, bir ‘kasaba politikacısı’ statüsünde değildir, olmamalıdır.

----------------                 -------------------              ----------------

Hocam:

* Evvelemirde, seçilirken ‘vekillerinizin’ adınıza verdiği sözleri bir daha hatırlayın.

* Emeklinin Bağ- Kur maaşını, vatandaşın evinin nafakasını, fitresini, zekâtını, başının gözünün sadakasını verip, yaptırdığı Soğuksu Camisi’ni ziyaret güzel de…

Nerede işyerlerini ücretsiz seçim bürosu yapanlara teşekkür? Nerde Gazipaşa da partili olmayan sevenlerinize birer karanfilli merhaba?

* Belediye de iş disiplini zayıftır.(Toplanamayan alacaklar ve kaçak yapılaşma önemli göstergedir)

* Meclis üyelerinin karşı parti adayına oy vermesi ‘629 adımlık şehir’ normali görülse de, demokrasi ayıbından ötedir.

* Meclis listesinde, tabanın ‘patlak’ dediği kimseler, seçimde güven ve itimatı zedeler.

* Açıklanacak belediye başkan adayı, işlerin ‘eski alışkanlıklar’ içinde gitmeyeceğinin tartışmasız ispatı olmalı.

* Lavuar alanı… Şehrin yegâne nefes alacağı yerdir. Elli milyon liraya gerçekleştirilecek proje, İsmail Eşref’in seçime alet etmesiyle sakıt hale geldi. Kent Konseyi olarak Ankara’da vekillere yaptığımız ‘TOKİ’ye havale’ ziyareti de sonuçsuz kaldı. İktidar partisi, kaymağı muhalefet yemesin diye yolu açmamıştır. Bu konu, açıklama, meclis araştırmasıyla sonuçlanacak iş değildir.

Doğan boşluktan istifade, Vali Erol Ayyıldız, şehrin önünü kapatıyor gerekçesiyle ‘Vilâyet konağı lavuar alanına yapılmalı’ diyebilmiştir.

Daha ileri gidip, yıkılacak ‘Fevkani Köprüsü altındaki esnaf, lavuar alanına yerleştirilsin’ diye saçmalayanlar bile olmuştur.

* Düşünün hele: Devletin Zonguldak’a yapılması için ödeneğini gönderdiği hastane, bu gün ortada yoktur.

* Eski Tekel binası civarında yapılacak düzenleme, kısır çekişmeler yüzünden yerinde saymaktadır.

* Mitatpaşa tünelinin Roman Mahallesi girişindeki ailelerin nakil alanları belirlenmemiştir.

* Kozlu Limanı içinde balıkçılar için verilen sözler (tuvalet, mazot pompası, soğuk hava deposu vs.) yerine getirilmemiştir.

 * Zonguldak, bölge illeri arasında en pahalı suyu içmektedir.

* TTK’nın yıllık zararı 450 milyon liradır.

---------------           ------------------------             -----------------

Hocam: 629 Adımlık Şehir’den özet görüntüler bunlar.

Velhasıl-ı Kelâm;

Namazın kazası var, seçimin kazası yoktur.

Seçim kazanılırsa, yöre ve ülke için hizmete devam kararı halkın içinden gelir.

İktidar olmaktan, muktedir olmaya gider yol.

Seçim kaybedilirse: Lider sultasının gözünde, ‘Şehrinde seçim kaybetti’ algısı oluşur.

Şehrin gözünde ‘umuda yolculuk’ film’i başlamadan biter.

Bence…