Bir yılı daha geride bıraktık. Hiç kuşku yok ki, 2022, herkes için kötü bir yıl oldu. Ekonominin tümüyle dibe vurduğu bu yılda, hayat, toplumun geniş kesimleri için çekilmez hale geldi. Fiyat artışları akıl almaz boyutlara ulaşırken, Türk lirası, neredeyse dünya yüzeyindeki tüm paralar karşısında değer kaybetti. İşsizlik arttı, ithalatla, ihracat arasındaki fark 100 milyar dolara yaklaştı. Emekçilerin satın alma gücünün iyice azaldığı 2022’de, zenginle yoksul arasındaki uçurum daha da derinleşti…
Üzülerek söylüyorum ki, tarih, 2022’den, “Hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına aldığı yıl” diye söz edecek. İktidarın despotça tutumla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını bile uygulamadığı bu yılda, “Hak, hukuk, adalet” kavramları hançeremiz yırtılıncaya haykırdığımız bir slogandan ibaret kaldı. Yargıya olan güven tümden tükendi, Türkiye, “hukuk devleti” ilkesinden daha da uzaklaştı. Skandal mahkeme kararları, keyfi tutuklamalar, yargıya olan güveni dibin de dibine düşürdü…
DEVLET ZORU, HUKUKUN İŞLETİLMESİ DEĞİL MUHALEFETİN BASTIRILMASI İÇİN KULLANILDI
2022’de, ne yazık ki, demokrasi ve insan hakları alanında da sınıfta kaldık. Basın ve ifade özgürlüğüne ağır darbeler indirilen bu yılda muhalif basına cezalar yağdırıldı, onlarca gazeteci yazdığı haberler nedeniyle soruşturmaya uğradı. Pek çok toplantı gösteri ve yürüyüşünün engellendiği 2022’de, en küçük hak arama çabası bile polisiye önlemlerle bastırıldı. “Polis devleti” görünümüne bürünen Türkiye’de, “devlet zoru”, hukukun işletilmesi değil muhalefetin bastırılması için kullanıldı…
Geçtiğimiz yıl “millet iradesi” kavramı da derin yaralar aldı. Bu kavramın iktidarın ağzındaki bir palavradan ibaret olduğunun açık kanıtlarıyla geçen 2022’de, AKP, HDP’li birçok belediyeden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesine de çökmeye çalıştı. İçinde halktan yüzde 70 oy almış belediye başkanlarının, milletvekillerinin de bulunduğu siyasetçiler uyduruk gerekçelerle görevlerinden uzaklaştırılırken, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bile siyasi yasaklı hale getirildi…
ZONGULDAK “DEĞERLERİNDEN ARINDIRILMIŞ ÇÖKÜNTÜ KENTİ” GÖRÜNÜMÜNDEN KURTULACAK ADIMLARI BU YILDA DA ATAMADI
Doğaya karşı işlenen suçların ekolojik yıkım boyutuna eriştiği 2022’de, doğanın talanı, ülkenin her yanını yangın yerine çevirdi. Devlet himayesindeki açgözlü şirketlerin Kaz Dağları’ndan Erzincan İliç’e, Mersin Akkuyu’dan Zonguldak Filyos’a, Ordu Fatsa’dan Muğla Akbelen’e ülkenin her karışında yürüttüğü faaliyetler yerel halkın tüm itirazlarına, direnişine karşın hızlanarak devam etti. Bu yılda da, büyük orman yangınları, ani su baskınları, seller, doğal afetler gündemimizden hiç düşmedi…
Zonguldak “Değerlerinden arındırılmış çöküntü kenti” görünümünden kurtulacak adımları bu yılda da atamadı. Kültürden spora, sağlıktan eğitime, nüfustan ekonomiye her alanda gerileyen kentten göç 2022’de de sürdü. Alaplı ve Ereğli halkı cüruf tesisleriyle boğuşurken, Çatalağzı, Muslu’daki gibi bir kirlilik bloğunun Filyos’ta da oluşması için dev adımlar atılan geçen yılda TTK’deki küçülme, ekonomideki daralma devam etti. 2022 Zonguldaklılar için umutların sonrakilere devredildiği bir yıl oldu.