Madenci kenti Zonguldak, Cumhuriyet’in ilk vilayeti unvanını gururla taşır. Kömür karasıyla yoğrulmuş geçmişi, sanayi hamlelerine can veren mücadelesi ve emekle örülü tarihiyle ülkemizin kalkınmasında mihenk taşı olmuştur. Ancak, bu onurlu geçmiş ne yazık ki bugünkü siyasetin kör gözünde hiçbir anlam ifade etmiyor. Zonguldak, yıllardır siyasi iktidarların ilgisizliği ve muhalefetin etkisizliği yüzünden kan kaybetmeye devam ediyor.
Cumhuriyet'in ilk vilayeti olmak sıradan bir unvan değildir; bu, Zonguldak’ın Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal gelişimindeki öncülüğünü simgeler. Kömürle ısınan fabrikalar, bu topraklardan çıkan enerjiyle aydınlanan şehirler ve bu emeği sırtlayan madenciler Cumhuriyetin kalkınma hikayesinin birer kahramanıydı. Peki, bugün bu kahramanlar nerede? İşsizlikle boğuşuyor, hakları ellerinden alınıyor, maden ocaklarında ölüme terk ediliyorlar.
Her seçim dönemi "Zonguldak’ı kalkındıracağız" diyerek sahneye çıkan siyasiler, seçimden sonra Cumhuriyetin ilk vilayetini unutuyor. Unutkanlık bir yana, bu kentin tarihine ve emeğine ihanet eden projelerle Zonguldak’ın kalan değerleri de yok ediliyor.
Cumhuriyet’in ilk vilayeti olmanın onuru yalnızca geçmişte kaldıysa, bunun vebali siyasetçilerin üzerindedir. Bugün Zonguldak halkı göçle, işsizlikle ve yoksullukla boğuşurken, Ankara’daki siyasetçilerin bu kente sırtını dönmesi asla kabul edilemez.
Zonguldak bir zamanlar yalnızca emeğin değil, aynı zamanda direnişin ve hak mücadelesinin kalesiydi. Bu ruh hâlâ burada, ama artık siyasetin tahribatı o kadar büyük ki halkın sesi duyulmaz oldu. Unutulmamalıdır ki bu kent, hem sanayileşmenin hem de Cumhuriyet’in omurgasıydı. Bu omurgayı kırmaya çalışanlar, tarih önünde hesap verecek.
Cumhuriyet’in ilk vilayeti Zonguldak, yalnızlığa mahkûm edilecek bir kent değildir. Siyasetçiler ya bu kenti layık olduğu yere taşıyacak ya da halkın öfkesiyle yüzleşecek. Çünkü bizler, bu kentin emeğini, tarihini ve geleceğini savunmaya kararlıyız!