Her şeyi talan edilen gariban kentimde gözü dönmüş yıkımcılar iş başında yine… Ellerine balyozu alan Vandallar, şimdi de, Aksaray İş Hanı’nı yıkıyor… Zonguldak, belleğine kazınmış bir yapısını, 80 yıldır siluetinde yer tutan değerli bir bezeğini daha yitiriyor… Anıtkabir’in mimari tasarımını da yapan Mimar Halid Emin Onat’ın projelendirildiği söylenen yapı İl Özel İdaresi tarafından, 1936 yılında dikilmiş Gazipaşa’ya… Ben yetişemedim, bir bölümü, uzun müddet okul olarak kullanılmış… Eskilerin anlattığına göre Zonguldak’ın ilk kez Kız Enstitüsü orada açılmış… Kat kat, oda oda satılmış daha sonra…
 
1970’lerden sonrasını iyi bilirim kentin… Alt katında Emlak Kredi Bankası vardı o zamanlar… Karşı komşumuz Nigar abla (Gençdoğan) orada çalışırdı… Eşi Okan ağabey de bankacıydı… O mahalleye taşındığımızda küçük kızları Oya doğmamıştı daha… Uzun müddet ablamın baktığı Oya yalnızca hanemizin değil, ailemizin de en ışıklı sesiydi… Onun sayesinde sevgi sözcükleri, neşe, çocuk cıvıltısı hiç eksik olmadı evimizden… Hayat her birimizi bir yere savururken, bir krizde, Emlak Bankası da kapandı… Son yıllara kadar devredildiği Ziraat Bankası hizmet verdi yerinde…
 
ZONGULDAK’IN TARİHSEL ÖLÇEKLİ PEK ÇOK OLAYINA TANIKLIK YAPTI
Cumhuriyet Halk Partisinin il, ilçe başkanlıkları da Aksaray İş Hanı’ndaydı çocukluğumda… Ah anılar… Evimizin hemen önündeki eski bir Rum yapısının orta katında oturan Nadir amca (Pulat) il başkanıydı CHP’nin… Hepimizin solcu olmasında rolü olan Nadir amca sevecenliği, beyefendi kişiliğiyle bizlerin en sevdiği kişiydi… Başkaları etrafta oynayanları “Gürültü yapıyorsunuz” diye kovalarken, o büyük bir anlayışla karşılar, top oynuyorsak hakemlik bile yapardı… Belediye Başkanı olup Bahçelievler’deki lojmana taşınıncaya kadar oturduğu o Rum yapısı da yıkıldı yakınlarda… Kentin en kimlikli binasıydı oysa…
 
Zonguldak’ın tarihsel ölçekli pek çok olayına tanıklık yaptı Aksaray İş Hanı… Tam karşısındaki kentle barışık mütevazı hükümet konağının önünde yapılan törenleri, mitingleri, resmigeçitleri muzaffer bir komutan edasıyla izledi yıllarca… 1965’te, 1968’de, karşıdaki, Zonguldak ve Havalisi Maden İşçileri Sendikası’nın önüne toplanan isyankâr işçilerin öfkeli sloganları hâlâ çınlıyor duvarlarında… Resmi törenlerin “Çıktık açık alınla” coşkusu dış cephesini daha da ağartıyor… 1970’lerde meydanı hınca hınç dolduran kalabalıkların duvarına astığı “Umudumuz Karaoğlan” dövizi hatıralarda dalgalanıyor...
 
ŞUURSUZ BİR TOPLUM YARATMAK İSTİYORLAR
Gözlerini rant bürümüş Vandallar ne bilecek… Tarihsel nitelikli yapılar şehrin kimliğinin, anılarının, yaşanmışlığının saklanması, insanların kendine doğru yaptıkları yolculuklarda ayak izlerini bulabilmesi için kültürel miras olarak korunur adam gibi kentlerde… Bu miras, kuşaklar arasında bağı sağlanması, kentlilik bilinci ve şuurunun oluşturulması, geçmiş ve gelecek ilişkisinin doğru şekilde kurulması için gelecek kuşaklara aktarılmak zorundadır ayrıca... Kenti yönetenlere mülkiyeti bahane edip “Bana ne” diyemez, yapılar özel mülk de olsalar, koruma yükümlülüğü kamunun elindedir çünkü... 
 
82 yıldır Zonguldak’ın toplumsal hafızasını şekillendiren bir bellek mekândı Aksaray İş Hanı… Bir dönemin ruhunu anlatan çok değerli bir sivil mimari örneğiydi… “Kentsel dönüşüm” mavrasıyla o da kaldırıldı ortadan… Tıpkı Kok Fabrikası, İşçi Müdürlüğü binası, Sürmen Lokantası, Merkez Lavuarı, Gazi Mustafa Kemal İlkokulu gibi tarihin tozuna karışıp gitti… Bir kent kimliğinden arındırılıyor göz göre göre… Dün, bugün, yarın bağı koparılarak vahşice köksüzleştiriliyor… Bu coğrafyada tüm değerlerinden arınmış şuursuz bir toplum yaratmak istiyorlar… Ne yazık ki başarıyorlar da…