Bizim memlekette yetkililerin, insanların yaşamını doğrudan ilgilendiren bu gibi kararları kamuoyuna ayrıntılarıyla duyurup, yurttaşların mağduriyetini engellemek gibi bir alışkanlığı olmadığı için biz de ne olup bittiğini tam olarak bilmiyoruz şimdilik. Otobüs şoförleri, yolcu, yazıhane üçgeninde yaptığım kısa bir soruşturma sonucunda yol kenarlarında bagaj teslimi yapılırken oluşan güvenliksiz koşullardan, terminal gelirlerini artırmak için yapılmış manevraya kadar bir sürü bilgiye ulaştım. Ne neydi anlayamadım ama kızımı yolcu etmenin faturası, en azından, epey bir taksi ücreti olarak çıktı bana… Sözün kısası fatura dönüp dolaşıp bizcileyin gariplere kesildi.
TUVALETİ BİLE OLMAYAN MODERN(!) TERMİNAL
Kozlu terminalinde otobüs beklerken alıcı gözle etrafa baktım… Ne yalan söyleyeyim, oldukça üzüldüm. Çok değil birkaç yıl önce, içinde pek çok süs bitkisinin de olduğu bir parktı burası. Hizmet değil, rant üretmeye odaklı Bay Ali Bektaş, önce mevcut terminalin alanını bir müteahhide sattı… Sonra da yeni terminal binasını parkı yok ederek derenin kenarına yaptı. Şimdi başkanlığına aday olduğu Zonguldak’ın derelerini yeşertecekmiş, rekreasyon alanları oluşturacakmış çevresinde. Kim inanır buna? Kozlu’da derelerin düzenlenmesi seçim vaadi olduğu halde bir santimetre karelik düzenleme yapmadığı gibi, düzenlenmiş alanı da betonlayarak yok eden bir başkanın Zonguldak için aynı konuda verdiği vaat ne kadar inandırıcı geliyor size?
Üstelik içler acısı pek çok da durum var ortalıkta. Derenin kenarına alelusul yapılan terminal öylesine özensiz ki, projesinde, tuvalet bile unutulmuş. Şimdi seyyar kabinlerde tuvalet hizmeti verilen Bektaşvari bir modern(!) terminal var Kozlu deresinin kenarında. Daha da kötüsünü söyleyeyim, sattığı terminal alanının parası belediye kasasına girmeden, bir encümen kararıyla tapudaki şerhi kaldırıp, arsanın bir başka müteahhide satmasını sağlayarak, akla hayale gelmeyecek bir kamu zararının altına imzasını attı Bay Bektaş. O müteahhidin zor durumda olduğunu, aldığı işleri bitiremediğini Kozlu’da sağır sultan bile duymuştu oysa… İl İdare Kurulu kararı Vali Ali Kaban’ın onayıyla cumhuriyet savcılığınca gönderilen dosya, başını epey ağrıtacak bence…
AKLINI SATMAKLA BOZDU
Aklını satmakla bozan Bay Ali Bektaş’ın “Bana Kozlu’yu sattı diyorlar. Bir şeyleri yapabilmek, para kaynağı oluşturabilmek için bunları yaptım. Ve satılan yerlerde şu an yüzlerce sigortalı insan evine ekmek götürüyor.” sözleri var ki, zinhar yanlış. Satılan yerlerin önemli bölümü mahkemelerden dolayı tam bir mezbele şu sıralar. Bir bölümü çok katlı yapı oldu insanlar oturuyor, ancak petrol ofisiyle aralarında Özsüt’ün olduğu birkaç yeme içme yerinde insan çalışıyor. Oralarda da kimilerinin sigortası olmadığı gibi, olanlar da 10 – 12 saat çalıştırılarak yoğun emek sömürüsü yapılıyor… Sözün kısası Bay Bektaş kamu mallarını haraç mezat elden çıkardığı gibi topluma katma değer kazandıracak şekilde değerlendirmediği için ciddi bir kamu zararının oluşmasına neden oldu bu satışlarda…
Propaganda konuşmalarında hele bir de verdiği istatistikler var ki, gülmekten kırıyor insanı… Neymiş, Kozlu’da işsizliği yüzde üçlere düşürmüş. Zonguldak’taysa onun dört katıymış… Kim yapmış bu istatistiği, belli değil. Hangi demografik veriyle konuşuyor, bilen yok… Bana sorarsanız ortada veri meri yok… Olan tek şey, mangalda ki kül… Onun da bir atımlık tozu kaldı… Umarım 30 Mart’ta Zonguldaklılar Kozlu’yu yok pahasına elden çıkarıp yaşanmaz hale getiren bu zata hak ettiği dersi verir. Ona oy vermiş biri olarak test ettim onayladım. “Elim kırılsaydı da” serzenişi vicdanını bile rahatlatmıyor insanın…