29 Ekim, her yıl milletçe coşku içinde kutladığımız, Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümüdür.
Ancak bu tarih, yalnızca bir zaferin veya bir devrimler dizisinin anısı değil; özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı ve ulus olarak yeniden doğuşumuzu simgeler. 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde ilan edilen Cumhuriyet, Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yükselen bir Türkiye’nin tüm dünyaya ilanıdır.
Cumhuriyet, Atatürk’ün ileri görüşlü liderliği ile kurulan modern Türkiye’nin ilk adımıydı. O dönemde dünyanın pek çok ülkesinde krallıklar, sultanlıklar hüküm sürerken, Atatürk Türkiye’yi çağdaş, laik ve demokratik bir yapıya kavuşturmayı amaçladı. Cumhuriyet, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ilan ederken, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir yönetim şekli olarak halkın gücünü esas aldı. Atatürk, yeni nesillere parlak bir gelecek bırakmak için cesur adımlar attı. Eğitimin modernleşmesi, kadınların toplumsal hayatta daha güçlü bir yer edinmesi, hukuk ve ekonomi alanındaki reformlarla Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak istedi.
Cumhuriyetimizin kuruluşu, yalnızca yönetim biçiminin değişmesi değil, bir zihniyet devrimiydi. Atatürk, bu devrimi “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bireyler yetiştirmek için bir fırsat olarak gördü. Herkesin kendi potansiyelini keşfetmesine, yaratıcılığını ifade etmesine ve bireysel haklarını savunmasına olanak sağlayan bir Türkiye hayal etti. Nitekim bugün hâlâ eğitimin, bilimin ve sanatın gücüne inanıyorsak, bu inancı Atatürk’ün Cumhuriyet ideallerinden alıyoruz.
Bu özel gün, sadece geçmişi anmak değil, Cumhuriyet’in aydınlığını ve Atatürk’ün bize gösterdiği yolu yeniden hatırlamaktır. Bugün bize düşen görev, Atatürk’ün izinden giderek Cumhuriyetimizi ve onun değerlerini korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere taşımaktır. Eğitimden ekonomiye, adaletten özgürlüğe dek Atatürk’ün kurduğu temeller üzerinde daha güçlü bir Türkiye inşa etmek her birimizin sorumluluğudur.
Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, bizim de en büyük mirasımızdır. 29 Ekim, milletimizin bağımsızlık ruhunun ve özgürlük tutkusunun sembolüdür. Bu mirasa sahip çıkmak, onu yaşatmak ve daha da ileri taşımak hepimizin görevi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, hepimize kutlu olsun.
Yaşasın Laik Demokratik Cumhuriyet
Yaşasın Mustafa Kemal ATATÜRK