Siyaset bezirgânları ne güzel kurmuş tezgâhı… Ta ezelden beri, ülkenin dört bir yanında, en küçük sorun çıkarmadan tıkır tıkır işliyor… Önce işsiz, aşsız, geleceksiz bırakarak gelecek umudunu tüketiyorlar insanların… Sonra da “Ya kırk katır, ya kırk satır” der gibi, doğa düşmanı kirli yatırımlarda çalışmaya mecbur ediyorlar… En kötü koşullarda, en düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalan garibanların kahramanı oluyorlar ardından da… Ger döndürülemez biçimde tahrip edilen doğaya mı yanacaksınız, çaresizlikten her zilleti içine sindiren garibana mı, bilemiyorsunuz siz de…
 
Tezgâh çok kârlı olduğu için doğal olarak nemalanmaya çalışan arsız da çok oluyor etrafında… Tarihin hiçbir döneminde köşe başlarını tutmuş kalemşorları eksik olmuyor mesela beyzadelerin… Kırk dökük Türkçe ile kalemlerini siper edip yapılan kötülüklerin üstünü örtmeye çalışan arsızlar, kâr hırsından gözü dönmüş paragözleri cilalayıp duruyor... Tezgâhı açıklayıp hem doğaya hem de garibanlara sahip çıkmaya çalışanlar olmadık yalanlarla suçlanarak kente katmerli kötülük yapılıyor bir de… Sonunda da hiçbir yarasını saramayan, yarını karanlık bir kent çıkıyor ortaya…
 
KİRLİLİK DEĞERLERİNDE ESASLI BİR DEĞİŞİM OLMADI
Havası, suyu, toprağı acımasızca kirletilen Zonguldak yıllardır zehir soludu mesela… Bakanlığı, paragözü, kalemşoru, siyaset bezirgânı el ele verip, yurttaşlardan kirlilik değerlerini sakladı… Mızrak çuvala sığmayınca da gerçekler çarpıtılmaya başladı… Bakanlık hiç sıkılmadı, yöredeki kanser artışını yaygın sigara kullanımına bağlayan raporlar yayımladı… O tutmayınca evlerdeki kötü kömür kullanımı gerekçe olarak sunuldu kamuoyuna… Katmerli yalandı, Ereğli’den Devrek’e tüm evlerde kömür yansa 6-700 bin ton ancak kömür yanarken, yalnızca Çatalağzı’nda 10 milyon ton kömür tükeniyordu çünkü…
 
Sonra trafiğe yüklediler suçu… Araçların egzoz gazları kirletiyordu havayı… O da yetmeyince “Ben kirletmiyorum, o kirletiyor” kavgası başladı… Muhipleri etti edemedi tüm suçu ÇATES’e yükleyip temize çıkardı Eren’i… Her türlü çevre altyapısı bulunan Eren santralleri, çevreyi, sigara içimi kadar bile kirletmiyordu onlara göre, tüm suç ÇATES’teydi… Filtreleri yoktu çünkü… Hava kirliliğinde her ikisinin de payı olduğu kesindi oysa…  Sonunda takke düştü, kel göründü… Yılbaşı itibarıyla ÇATES çalışmadığı halde, kirlilik değerlerinde esaslı bir değişim olmadı…
 
TAM BİR YEŞİL BADANA ÖRGÜTÜ
Uluslararası bir hava kalite izleme ağının verilerini takip ediyorum aylardır… Eren Enerji Santrali, Eren Lisesi, Eren Tepeköy, Zonguldak trafik, Ereğli ve Bartın’daki cihazlardan alınan değerlere günde birkaç kez bakıyorum… Zonguldak özellikle de Çatalağzı bölgesi alarm vermeye devam ediyor, sınır değerler 2, bazen 3 kat aşılıyor resmen… Bunu örtbas etme gayretinden olacak, Eren’in çevre ödülü aldığı haberleri iletiliyor gazetelere… Bizim gazete dahil hiçbir sorgulamadan haberi birinci sayfadan veriyor… Kimileri daha ileri gidip “Eren Enerji Türkiye’nin gururu oldu”  manşetini çekiyor gazetesine…
 
Eren’e ödül veren İngiltere merkezli “The Green Organisation” tam bir yeşil badana örgütü oysa… Tezgâh burada da güzel işliyor… Parayı basıp üye oluyorsunuz, gücünüze göre bronz, gümüş, altın ya da platin üye oluyorsunuz… Üyelik düzeyinize göre medyada görünürlük başta olmak üzere pek çok hizmet alıyorsunuz karşılığında da… Promosyon da yapan örgüt verdiği sözü tutmaz, hedeflere %98 oranında ulaşamazsa paranızı iade ediyor hatta… Gerisi kolay geliyor, bir şilt tutuşturuyor elinize şilti gören gazeteler de Türkiye’nin gururu ilan ediyor sizi… Bacadan çıkan ne mi oluyor? Şiltin yanında ne önemi var ki…