Allah’ım nasıl bir aymazlıkmış bu… Beterin beteri, dibin en dibi, karanlığın en zifirisi varmış da, haberimiz yokmuş…Lağım çukurunda yaşadığımızı düşündüğümüz günler, “en iyi günlerimiz”miş de, farkında değilmişiz… Binlerce kez cehennemi yaşadığımızuğursuzhayatta, daha çekeceğimiz çile varmış da, bilmiyormuşuz… Tüm ümidimizi kırmaya, yaşam coşkumuzu elimizden almaya,zulmün zerresi yetiyormuş da, görmemişiz… Tenimizi kavurup, bir damla umuda hasret bırakan kuruçölde, daha güzel günlere doğru atıldığını zannettiğimiz adımlar serapmış da, vaha sanmışız… Yapılanlar, zulmün en beterinin;vicdan yoksunluğunun şahikasının; yalanın en katmerlisinin öncü şoklarıymış da, duymamışız...
 
Bu kadarı fazla gerçekten… Hayatın olağan akışına aykırı yaşadıklarımız… Bir ömre zor sığacak olayları birkaç aya sığdırmaktan bitkin düştükartık… Her gün bir başka şaşkınlık, kopkoyu endişe ve üst üste yığılan sorularla güne başlamaktan,yüreğimiz harap oldu… Şokun birini atlatamadan diğeri geliyor gündeme… Yaşadığımız bir acıyı içimize sindirmeden, katmerlisi,üstüne yükleniyor… Önceden“akıl tutulması” diyordum, artık kesinlikle eminim ki bir “çıldırma hali” yaşadığımız…Vicdanlarımız bunca yaralı, öfkemiz bunca çokken nasıl ayakta duracağız bilmiyorum… Bir toplum hasletlerini nasıl bu kadar yitirebilir, çocuklarının geleceğini, vicdanları kapkara bir güruha, bunca gönül rahatlığıyla nasıl teslim eder, aklım almıyor doğrusu…
 
YÜZ BİNLERCE TERÖRİST Mİ DOLAŞIYOR ARAMIZDA
Çok zoruma gidiyor gerçekten… Din aliminden daha çok proje ürünü saydığım Gülen’in kerametini birlikte sorguladığım, yaratmaya çalıştığı karanlığı omuz omuza dağıtmaya çalıştığım pek çok arkadaşım silahlı terör örgütü üyesi olma şüphesiyle işlerinden atıldı bugünlerde… Sıra kimde, onu da bilmiyoruz, endişeyle bekliyoruz sadece… Sorgusuz, sualsiz hayatları söndürülüyor insanların; en küçük bir açıklama yapılmadığı gibi, tebligat için bir kâğıt parçası bile çok görülüyor…“Açlığa mahkum etme” dışında adli hiçbir işlem yapılmadan, yüz binlerce insanın kamuyla ilişiği kesiliyor... Gerekçeler doğruysa,  yüz binlerce terörist dolaşıyor aramızda… Kendi güvenliğini her şeyin önüne koyan hükümet, halkın güvenliğini hiçe sayarak, açıkça suç işliyor o halde.
 
Bu zulmün hesabı sorulmayacak, birilerinin yanına kar kalacak mı sanılıyor? ESM Şube Başkanı Tahsin Kumkumoğlu, oturduğu lojmandan da çıkarılınca kenti terk etmek zorunda kaldı örneğin… Ömrü gericilikle mücadeleyle geçmiş bir insana, FETÖ’yü bahane ederek,bu zulmü yapmaya kimin hakkı var? Mağduriyet edebiyatı yapa yapa iktidara gelen ve hiçbir şey bulamazsa, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşananlardan akla zarar teorilerle mağduriyet üreten tek adama biat etmediği, hezeyanlarına gülüp geçtiği için mi başına geliyor tüm bunlar? Hep onuruyla yaşamış, hiçbir koşulda bedel ödemekten kaçınmamış bir insana, bu şekilde boyun eğdireceğini zannediyorlarsa, peşin söyleyeyim avuçlarını yalarlar…
 
FETÖ’YE ŞEHİRLERİNİ PARSEL PARSEL VERENLER GÖREVİNİN BAŞINDA
Çocukluğumdan beri Cumhuriyet gazetesini takip ederim. Satın almadığım zamanlarda bile gözüm üzerindedir mutlaka… 40 yıldır terörü öven tek cümle görmedim o gazetede, FETÖ’yümeşru kılacak tek harfe rastlamadım… Ben de içinde pek çok solcu, cemaatlere karşı tutumu nedeniylekıyasıya eleştirdi hatta Cumhuriyet’i. Uğur Mumcu’yu, A. Taner Kışlalı’yı teröre kurban verdi ama o, özgürlüklerden vazgeçmedi. Hukukun üstünlüğünü savundu her zaman… Devlet dâhil hiçbir şeyi yasaların üstünde görmedi… Gerçek gazetecilik böyle bir şeydi çünkü… Bu yönüyle MC’lerden,12 Eylülcülere, Özallardan, AKP’ye hep hedefinde oldu egemenlerin. Günahı boyunu aşmış şakiler,Cumhuriyet’i,teröre destekle suçluyor şimdi…Bizden de inanmamızı istiyor. Akıllarını seveyim…
 
İsteyen beğenir, dileyen beğenmez, HDP, 6,5 milyon yurttaşın oyunu aldı seçimlerde… Herkesin istediği cümlelerle olmasa da şiddetin her türünekarşı çıkıp, demokratik siyaseti savundu... İşe bakın, müfettişlerin bir tane yolsuzluk bulamadığı HDP’li belediyelere kayyım atanırken,şehirleri,FETÖ’ye parsel parsel verenler görevlerinin başında hâlâ.Tek suç delilleri olan“özyönetim”açıklamalarının, Türkiye’nin de imza attığı,“Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”na aykırı hiçbir yanı yok kesinlikle…Kayyım yetmedi eş başkanlarıyla milletvekilleri tutuklandı şimdi de. Ülkeyi kaosa sürükleme pahasına atılan “Bu çılgın adımla hangi badirelere sürükleneceğiz”sorusu, inanın, uykularım kaçıyor… Ama kaç para… Düştüğümüz gayya kuyusunda, paraşütsüz yuvarlanırken, söze bakan mı var Allah aşkına…