Hiroo Onoda’nın öyküsünü bilirsiniz. 2. Dünya Savaşı’nda Filipinler’in Lubang adasında görevlendirilen Onoda, savaşın bitip yanındaki herkesin yaşamını yitirmesine karşın savaşa devam etti. Tam 30 yıl belirlediği hedeflere gerilla saldırıları düzenleyen Onoda, ancak emri veren komutanın savaşın bittiğine dair mesajı ulaşınca teslim oldu. Ta 1974’de, kılıcını, Filipinler Devlet Başkanı Marcos’a törenle teslim eden Onoda, “Dünyadan bihaber yaşamın eşsiz örneği” olarak tarihe geçti…

Bunu şunun için yazdım, Türkiye, geçtiğimiz yıl Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak, ekolojik sorunları en aza indirecek politikalar izleme sözü verdi dünyaya. Atmosfere salacağı karbon gazlarını, 2030’a kadar % 21 azaltacağını söyleyen Türkiye, fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerjiye yöneleceğini de taahhüt etti. Diğer ülkelerle birlikte, 2050’de, karbon hedefini “net sıfır” olarak belirleyen Türkiye, sözünde durduğu takdirde, termik santralleri kapatacağı gibi bir gram kömür de üretmeyecek…

AB, 2026 BAŞINDA “SINIRDA KARBON VERGİSİ” UYGULAMASINA BAŞLIYOR

Bazı köylü kurnazları “2050’ye kadar kim öle kim kala.” diyebilir. Ekoloji, kimi yazar ve bilim insanları dışında 1950’li yıllarda tartışılmaya başlandı dünyada. Önceleri “Bilim insanları ile bir grup ateş-böcek çocuğunun fantezisi” olarak görülen sorun, 70’li yıllardan itibaren sol hareketlerden başlayarak, tüm siyasal çevrelerin tartışma başlığından biri oldu. 1990’lardan sonra hükümetlerin gündemine de giren meselede, uluslararası belgeler oluşturuldu, yeni hedefler belirlendi…

Bugün herkes tarafından en yakıcı sorunlardan biri olarak görülen ekoloji, önemini, hiç kuşku yok ki, daha da artıracak. Başka çare de yok, dünya yıkımın eşiğinde çünkü. Fosil yakıt tüketimi 2050 değilse 2060, o da olmadı 2070’de son bulacak. Ekonomisi bizim gibi kömüre bağlı kentler başta, herkesin bunu görmesi, hızlı bir dönüşüm sürecine girmesi gerekiyor. AB, 2026 başında “Sınırda Karbon Vergisi” uygulamasına başlıyor ayrıca. Fosil yakıtla üretilen mallara ekstra karbon vergisi koyacak…

DÜNYADA BUNLAR OLMUYORMUŞ GİBİ KENDİ ÇÖPLÜĞÜMÜZDE DEBELENİYORUZ

Kimi aklıevvelerin “AB’nin uygulamasından bize ne yahu” dediklerini duyar gibiyim. Anlatayım: Türkiye, 2021’de AB’ye, 93 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bunun toplam ihracatımız içindeki payı, % 41,3 gibi “Bana ne” diyemeyeceğimiz büyüklüğe karşılık geliyor. Fosil yakıtla yapılan üretim nedeniyle uygulanacak ek vergi fiyatları artıracak. Türkiye, söz sahibi olduğu bazı sektörlerde rekabet şansını böylece yitirecek. Bu da ekonomimizde büyük sorunlara, ciddi dalgalanmalara neden olacak…

Ufuktaki fırtınaya sırtımızı dönmüş kendi çöplüğümüzde debeleniyoruz bizse. Yeni durumdan en çok etkilenecek kentlerin başında Zonguldak geliyor. İki iki daha dört, kömürün sonu geldi artık, yeni bir yol seçmek zorundayız kendimize. Ama tıpkı “Japon Askeri” gibi eskilerde yaşıyor, olan bitenlere sırtımızı çevirip kömürle olan göbek bağımızı sürdürüyoruz. Yazın bir kenara: İleride çok daha büyük sorunlar, daha derin yoksulluk, hesap edilemez işsizlik ve akın akın sürecek göç dalgaları bekliyor bizi.