Malum 15 Temmuz’u tanrının bir lütfu sayan hükümet, OHAL kararnameleriyle, tüm muhalefeti acımasızca tasfiye ediyor, şu sıralarda…
Ne hikmetse, şehirlerini parsel parsel FETÖ’ye veren belediye başkanları da dahil, hiçbir AKP’li üst düzey yetkiliye dokunulmayan operasyonlarla, kamudaki görevlerinden uzaklaştırılan ya da açığa alınan insan sayısı yüz binlere ulaştı.
“Ekli listede yer alan kişiler, kamu görevinden, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz” denilerek görevden alınanlar arasında solcu-devrimci kimliğiyle tanıdığım pek çok arkadaşımın bulunması, bu uygulamanın son derece baştan savma ve intikam amaçlı olduğunu anlatıyor bize…
İnsanların hayatını derinden etkileyen ve bir anda yaşam akışlarını değiştiren uygulama, hiçbir yargı kararına dayanmadığı gibi, büyük çoğunluğu hakkında en küçük bir adli işlem bile yapılmıyor…
Neden açığa alındığı, ya da işten çıkarıldığı konusunda hiçbir bilgi verilmeyen bu insanlara, başvurdukları tüm görevlileri, kendilerinin de “hiçbir şey bilmediklerini” söyleyerek, en küçük bir açıklamada bulunmuyor…
Ev kirası vermek, devam eden borçlarını ödemek, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak zorundaki insanlar, bir anda işsiz, aşsız, geleceksiz bırakılıyor...
Haklı olarak soruyorlar: Suçumuz ne?
Ben de tanıdığım tüm arkadaşlarımla hayatı cemaatlerle mücadeleyle geçmiş tüm solcular adına soruyorum: Suçları ne gerçekten?
 
30 YILLIK EMEĞİ YOK SAYILDI SALİM’İN
Otuz beş yıla yakın dostluğu paylaştığım Salim Çalık… TTK Armutçuk’ta işçi…
Solcu, şair, muhalif…  Her şeyde güzellik arayıp, güzellikler peşinde koşan içi güzel, kendi güzel, işi güzel bir insan…
Tanığıyım, aynı zamanda edep, hayâ, nezaket sahibi bir vefalı dost da olan Salim, “Savaşsız sömürüsüz bir dünya” ideali için vakfetti bütün ömrünü…
Kimsenin beş kuruşunda gözü olmadığı gibi, alın teriyle kazandığından başka hiçbir şeye tamah da etmedi bu zamana kadar…
Herkesin dertleriyle dertlendi, bilgisine sahip olduğu her haksızlığın karşısına dikildi yiğitçe…
Sendikal etkinliklerde büyük bir heyecanla yer aldı… İçinde olmadığı bir eylem, katılamadığı bir direniş olamazdı, böyle bir şeyi ayıp sayardı çünkü kendine…
Gözünü budaktan esirgemeden sınıf mücadelesi içinde yer alan se vgili arkadaşımın, değil FETÖ ya da başka silahlı terör örgütüyle ilişkili olması, en küçük canlıya zarar verecek bir eylemin içine bile girmesi düşünülemez, eşyanın tabiatına aykırı bir şey çünkü bu…
Tanıyan herkes bilir arkadaşımın yüreğini…
En karşısındaki biri bile, yalnızca insanlara değil, evrendeki tüm canlılara taşıdığı bitimsiz sevgiyi yüreğiyle değil yalnızca vücudunun her zerresiyle taşıdığına tanıklık eder kesinlikle…
Bu insan güzelinin, 30 yıllık emeği yok sayıldı ve sorgusuz, sualsiz atıldı işinden…
“Suçluysam yargılasınlar, değilsem, işime iade etsinler” diye ısrarla haykırıyor Salim…
Ama yürekler gibi, muktedirlerin de kulakları sağır…
Haykırıyorum buradan, daha yaşanılası bir dünya istemenin dışında Salim’in suçu ne?
 
DEVLET BÜYÜK TAZMİNATLAR ÖDEYECEK
KESK ESM Zonguldak Şube Başkanı Tahsin Kumkumoğlu…
ESM yöneticileri Halis Önay, Nevzat Kaynar, Ercan Acar…
KESK Hasber-Sen Zonguldak Temsilcisi İbrahim Damatoğlu…
Tanığıyım, tam demokratik ve özgür Türkiye sevdalısı bu arkadaşlarım, değil silahlı terör örgütüne üye olmayı karıncayı bile incitmeyi akıllarından geçirmedi bugüne kadar…
Birilerinin ağzını yaya yaya “Hizmet hareketi” mavrasıyla cilalayıp, al takke ver külah yaptığı zamanlarda bile karşısına dikildiler cemaatlerin…
Bu uğurda pek çok bedel ödediler hatta…
Erdoğan rejimi, birlikte yarattıkları karanlıkta, eski suç ortaklarını bahane ederek arkadaşlarımızı boğmak istiyor şimdi…
Yağma yok… Hiçbir güç onları bu kadar basit bir şekilde mağdur edemez…
Bugün değilse yarın, ertesi gün değilse bir yıl sonra arkadaşların suçsuzluğu gün gibi çıkacak ortaya…
Devlet arkadaşlarımıza büyük tazminatlar ödeyecek…
Bu Erdoğan’ın cebinden değil elbette, onu çılgınlar gibi alkışlayan büyük kalabalıkların cebinden çıkacak…
Bizse sormaya devam edeceğiz o güne kadar:
Arkadaşlarımızın suçu ne?