Akıl olmaz olaylar oluyor ülkede, her gün insanı tımarhanelik yapmaya yetecek onlarca olay birbirinin ardı sıra yaşanıyor…
Şaşırma duygumuzu yerle bir eden uygulamalar şaka gibi geliyor insana, birçoğunun karşısında dudağımızın uçuklaması gerekiyor oysa…
Emin olun akıl ve ruh sağlığı yerinde değil hiçbirimizin…
Olan bitenleri memnuniyetle izleyenleri tenzih ediyorum bu cümlelerden, onlar, “vicdan tutulması” gibi bir büyük insani bozukluk yaşıyor çünkü…
Bilginin bunca kolay yayıldığı, iletişimin akıl almaz hızlara ulaştığı bir zamanda, gerçeği bu kadar kolay tersyüz eden mahir insanlara şapka çıkarasım geliyor…
“Benim başörtülü bacım” edebiyatıyla seçim üzerine seçim kazanan siyaset cambazlarının, başörtülü bacıları kan revan içinde bırakan polis vahşetini, yine başörtülü bacılarına alkışlattıran siyaset aklı gözlerimi kamaştırıyor…
Yüz benzemezi bir araya getirip akla zarar senaryolar üreterek muarızlarına kumpas kuran bezirgânların hayal güçleri kadar, inandırma kapasiteleri karşısında da esas duruşa geçmek geliyor içimden…
Öküzün öldüğü anda ortaklığı bozmak için bin yıllık dostunu bir anda şeytanlaştıran “sağlam irade” karşısındaysa zaten kıt olan aklım hepten şaşıyor…
AKIL TUTULMASIYLA AÇIKLANMAYACAK BİR ŞUURSUZLUK HALİ
Gerçekten nasıl bir toplum olduğumuzu sorgulamalıyız artık…
Akıl tutulmasıyla bile açıklanmayacak bir “şuursuzluk hali” içindeyiz çünkü…
Şuurumuzu yitirdiğimiz için kendimizi de hükümsüz ilan etmemiz gerekiyor…
Ne demek istediğimi burnumuzun dibindeki bir örnekle açıklayayım isterseniz…
Star AŞ, TTK’nin taşeronu olarak, havzanın kimi bölgelerinde hazırlık galerilerini sürdü…
Kurumdan tıkır tıkır parasını alan şirket, üç kuruşa çalıştırdığı işçilerin maaşını vermediği için bizzat tanığı olduğum pek çok eylem yaşandı…
İş bitiminde de, başta kıdem tazminatları olmak üzere içerde kalan alacaklarını bin bir uğraşla alan işçiler, yıllarca mahkeme kapısında süründü…
TTK’yi asıl işini taşerona yaptırdığı gerekçesiyle dava eden işçiler, işe iade davasını kazandı ve 16 Star çalışanı mahkeme kararı ile TTK’ye işbaşı yaptı, dört yüzden fazlası da sırada bekliyor…
Şu şuursuzluğa bakın ki, mücadele ede ede kazanan işçilerden kimileri, mahkeme kararıyla işlerine döndükleri halde, AKP elebaşlarına, nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor…
Sosyal medyadaki paylaşımları görünce gülse mi, ağlasa mı şaşırıyor insan…
Ben mi yanlış biliyorum, bu taşeron belasını, AKP’nin iş bilir şahbazları sarmadı mı ülkenin başına?
Çalışanların azgın sömürüsüne dayalı ahlaksız düzeni bunlar kurmadı mı?
İşçiyi patronların iki dudağı arasına hapseden vicdansız yasaları, AKP’nin emir kulları, sille tokat çıkarmadı mı meclisten?
Hepimiz biliyoruz ki, Star işçileri, AKP’nin patronları kollayan yasaları nedeniyle mağdur edildi yıllardır…
Hukuk mücadelesiyle haklarını kazandılar sonunda; yargı, “AKP haksız, işçiler haklı” dedi ve işlerini iade etti arkadaşların…
Garabete bakın ki aynı işçiler, AKP’ye teşekkür yarışına girdi…
AKP’NİN EMEK DÜŞMANI POLİTİKALARI BİTMİYOR…
Bunun gibi onlarca örnek vermek mümkün…
Ne yapsa büyük kalabalıkların, bin temenna il karşılayacağını iyi bilen AKP’nin emek düşmanı politikaları bitip tükenmek bilmiyor…
Şimdi de icat ettikleri “istihdam büroları” ve “esnek çalışma” yöntemleriyle iş güvencesini tümden ortadan kaldıracak yasaların hazırlığı içinde AKP…
Kıdem tazminatlarıyla ilgili niyetleri zaten belli, işverenlerin sırtındaki bu yükü(!) allem kallem bir cambazlıkla kaldıracaklar ortadan…
Bunu başarmamaları için bir neden de yok ortada, tüm sendikalar iğdiş olmuş durumda çünkü…
Sendikal hareket, gemisini kurtaranın kaptan sayıldığı ikiyüzlülüğün pençesinde kıvranıyor…
Bir işkoluna yapılan saldırı, diğer işkolundaki sendikalar tarafından görmezden geliniyor…
Sınıf dayanışmasının ne olduğundan bihaber sendikacılar, bunun beylik sözlerden oluşan demeçlerle halledileceğini sanıyor…
TTK işçileri grevdeyken, ÇATES çalışanları uzaktan seyretmekle yetinmişti örneğin 25 yıl önceki grevi…
ÇATES özelleştirilirken TTK işçileri gerekli dayanışmayı göstermedi; ÇATES’in taşeron işçileri eylemde, Tes-İş ortalıkta yok şimdi de…
Döngü son derece basit: Herkesi tek tek yakalayıp, haklarını bir bir alıyorlar elinden; büyük bir tevekkülle seyredenlerse sıranın kendine hiç gelmeyeceğini zannediyor…
Sıra ona geldiğindeyse iş işten çoktan geçmiş oluyor…
Neden mi böyle oluyor?
Dedim ya, şuurumuzu kaybettik tümden, egemenler nezdinde hükmümüz yoktur bu yüzden…