Araç kullanan herkes, fren patladığında kazanın kaçınılmaz olduğunu bilir. Bu yüzdendir ki vakti geldiğinde araçlar rutin bakıma alınır, mekanik aksamları yani beyni gözden geçirilir parça değişimine ihtiyaç duyulursa aslına uygun olanlar tedarik edilir ve ustalarınca araç güvenli hale getirilir. Parça uyumu önemlidir neticede araçlar insan üretimiyle yola koyulup seriye bağlanan ve yine insana hizmet eden mekanik gereçlerdir…
Olası kazalardan korunmak için bu ve bunun gibi araç bakımları olmazsa olmazdır birde aracı kullanan kişinin iyi bir sürücü olması gerekir ki üzücü sonuçlar ortaya çıkmasın. Trafik kurallarına mutlaka uymak, uymayanlarında sorumluluğunu alarak araç kullanmak her baba yiğidin harcı değildir. Ülkemizde trafik kurallarına uyanların sayısı, uymayanlardan istatistik verilere göre azdır.
Çünkü o kadar çok şuursuz insan var ki aramızda dolaşan, dediği dedik bedelini bir başkasının ödediği hatalar kazalar yapanlarımız o kadar çok ki. Bütün önlemler alınmış araçların bakımı yapılmış buna rağmen yine de kaza yapılıyorsa, bu artık kusura bakmayın araçların değil sürücülerin hatasındandır.
Frenin ne şekilde patladığı herhangi bir olası kazayı meşru kılmaz. Belki mekanik bir arıza belki de bilinç bir kumpas sonucu patlayan fren kazayı ve sonuçlarını tek bir kişiye yönlendirir aracın sürücüsüne. Sorumlu aracın sürücüsüdür yani direksiyonda o an için olandır.
Malum içinde yaşadığımız gezegenin sadece freni değil bütün mekanik aksamı arızalı. Bu yüzden sürekli kazalar ve sürekli toplu ölümler olmakta. Kurallar uymamak üzere biçimlendirilmiş adeta.
Menfaatler söz konusu olduğunda kuralları değiştirmek görüldüğü üzere an meselesi kılıfına uyduruyor birileri nasılsa.
Bu yüzden olsa gerek herkes yaralı ve sakat, ağır kazalar ağır hasarlar bırakıyor haliyle. Kiminin gözü kör, kulağı sağır, kiminin beyni yanmış aklı fakir. Ehliyetsiz sürücülerde inatla direksiyonun başına geçerse varın gerisini siz hesap edin ne kaza kaçınılmaz olur nede acı sonuçları.
İşin bir diğer vahim tarafı var ki sormayın gitsin. Bireysel kazalarda bilanço çok ağır olmuyor fakat o zincirleme kaza olmuyor mu işte o zaman çok ağır bilançolar çıkıyor ortaya, çıkıyor da, ne olana, nede ölene bir çare bulunuyor.
Araçları ehliyetsiz sürücülerden kurtaramadığınız sürece daha çok ağıt yakar bu gezegen. Haklarını yemeyelim şimdi çok iyi sürücülerde var trafikte(!) ip üstünden aracını geçirenler, içindeki yolcuyu her koşulda sağ salim gideceği yere götürenler. İşte onlar can güvenliğini öncelik belleyen sürücüler, şimdi pisipisine kurunun yanında yaşı da yakmayalım onları da ezmeyelim öyle değil mi?
Bir kere onlar zırhlı araçları tercih ediyorlar ki dayanıklı oluşu konforu her koşulda direksiyonu nereye çevireceğini bilen cebbar sürücülerin olduğu zırhlı araçlar trafikteki en güvenilir ve başarılı araçlar. Onlar için trafikte bile emniyet şeritleri var daha ne olsun.
Kaza yapsalar da binde bir, araç güvenliği ölüm oranlarını da düşürüyor bu da elde olunca onlar senin benim gibi yüreği ağzında yaşamıyorlar.
Şu ehliyetsiz sürücülerden artık gına geldi, aylık yıllık bakımları geçen bir türlü muayeneye gitmeyen araçlardan ve onların ehliyetsiz sürücülerinden usandık. Bir ara trafikten men ediyorlardı kullanım süresini aşan o araçları, şimdilerde ise yeni üretimlere erişemeyenlere eskileri allayıp pulluyorlar ya bu çok daha fazla korkutuyor ürkütüyor insanı. Çünkü sadece freni değil beyni de kullanım dışı bu araçların. Göz göre göre insan hayatı bu kadarda ucuzlatılmaz ki canım.
İnanın böyle giderse çok yakında eli ayağı tutan aklı başında bir tek insan kalmayacak bu gezegende ya açlıktan ölecekler, ya da bir kazada can verecekler top yekûn. Uzaylılar gelse gezegeni istila etse hani durum ancak kurtulur. Aklın almadığı bir diğer konu da şu ki; gezegenin bir ucunda ne zaman sıra dışı bir kaza olsa, her ne hikmetse gelip burnumuzun dibinde hasar raporu tutuluyor faturayı yine biz garibanlar cürmü kadar bile ederi olmayanlar ödüyoruz.
Kimimiz diri diri ölüyoruz, kimimiz de çoktan ölmüşüz de bunu kabullenmiyoruz. Ah o ehliyetsiz sürücüler, ah o vaktinde kontrollerini yaptırmayanlar, kurallara uymayanlar işte onlar gezegenin frenini patlatanlar ve onlara dur deme cesareti gösteremeyenler…
Daha çok sağa solo çarpa çarpa daha çok can veririz emin olun. Yön meselesi önemli elbette trafik işaretleri ve navigasyon gibi yeni mucitler yanıltabiliyor acemi sürücüleri. Sadece fren değil direksiyonda çıktı yerinden bu demek oluyor ki kazasız belasız günümüz olmayacak. Trafik öyle yoğun ki allak bullak ortalık, hava yolu derseniz orası da içler acısı, yıkmadan önce mi, yıktıktan sonrası mı daha işlevsel oluyor bilemedim.
ALTILI GANYAN
Bizim gezegenimizin derdi bir değil ki içinden çıkabilelim şöyle derin bir oh çekebilelim. Şimdide altılı ganyan oynamaya merek saranlar türedi iyi mi? Şans oyunlarına bel bağlayanların avuçlarını yaladıklarını kaç kere deneyimledik. Kuponla rakamla olacak iş mi Allah aşkına bu işler, bir kurtuluş yolu bulmak altıda altı diye tutturmak...
“Altılı ganyan oynamak her zaman kazandırır” kim dediyse vallahi yalan söylüyor.
Öyle kolay mı kupon doldurup ya tutarsa diye beklemek. Ta Nasrettin Hocadan bu yana tutmadığını da gördük, gerçi o göle maya çalıyordu ama olsun oda çaresizliğin bir başka ironisini gözümüze sokuyordu. Burada ise iyi bir matematikçi iyi bir at binicisi olmak gerekiyor “at terbiyecisi olmak da önemli” rakiplerini iyi tanımak bilmek, sadece jokeyleri değil atları da iyi çözmek gerekiyor.
Ya pist oda önemli, kim demiş önemli değil diye, kaygan zeminler en tehlikeli yerler gözünü dört açmazsan bu defa duvara toslamaz, yüzükoyun yere düşersin. Buralarda da işin perde arkasında siperde duranlar var ki oralara hiç girmeyelim.
Bu konuda ısrarcı olmak ne kadar garantilidir bilmiyoruz çünkü şans oyunları da biliyorsunuz ki ehliyetsiz sürücüler gibi ehli olmayanlara teslim. Çark dönüyor da nerde duracağına önceden karar veriliyor. Altı sayısına bel bağlarken olmadık rakamlar ipi göğüslüyor da olabilir bu iş de matematiğe giriyor ama bakın trafik kuralları gibi burasıda yani rakamlarda ezber bozuyor bilesiniz.
İyi bir tamirci değilseniz iyi bir matematik dehası değilseniz değil altılı BİN altılıda olsanız başarılı olamazsınız. Bu tür yarışlara meyilli olan seyircinin şirazesi çoktan kaymış demedi demeyin. Seyirci bıkkın diyorum çünkü kulağı sağır gözü kör kaza üstüne kaza, eli ayağı tutmuyor diyorum, birde bu aralar seyircilerin açlıktan nefesi kokuyor varın gerisini siz hesap edin. Boşuna kupon yapmayın vallahide billahi de tutmuyor… Oyalamayın insanları oyalayanların hakkında gelemiyorsunuz bir umut ışığı yakamıyorsunuz bari şans oyunlarına bel bağlamasın umudunu kaybetmiş insanlar. Enkaz ağır, usta olmayanlarla sağa sola çarpa çarpa ölüyoruz. Daha ne diyeyim e hadi gazanız mübarek olsun!!!